Emin Köksal, İrem Eroğlu
Genellikle büyük şehirlerde bir yerden bir yere ulaşmanın çabuk ve kolay yolu olarak akla gelen taksi taşımacılığı, geçtiğimiz on yılda nerdeyse bütün dünyada kayda değer bir değişime uğradı. Gerek nüfus artışı gerekse dijital teknolojilerin bu alana da sirayet etmesi bu değişimin temel faktörlerinden. Fakat Türkiye’de –özellikle de İstanbul’da– yaşıyorsanız bu değişimin hayatınıza pek de olumlu yansımadığını düşünüyor olabilirsiniz. Bu yazıda Türkiye’de ve dünyada yaşanan bu değişime regülasyon perspektifinden bakacağız. Türkiye’de taksilere yönelik yasal mevzuatı detaylı bir şekilde ele alacağız.
Taksi piyasası neden ve nasıl düzenleniyor?
Piyasaların düzenlenmesinin temel gerekçesinin piyasa aksaklıklarını engellemek olduğunu hatırlatalım. Piyasa aksaklığı iktisadi nedenlerden kaynaklanabileceği gibi, güvenlik ve diğer bazı toplumsal kaygılar ya da sosyal gereksinimler sebebiyle de ortaya çıkabilir. Ulaşım sektöründeki piyasalar da bu mantıkla ortaya çıkabilecek aksaklıkları, hizmetin devamlılığını ve tabi ki güvenlik ile ilgili kaygıları gidermek için yapılıyor. Taksi piyasasındaki düzenlemeler ise taksilerin (plakalarının) sayılarının kısıtlanması, taksi ücretlerinin belirlenmesi, araçlar ile ilgili kriterler ve bazen de sürücünün eğitim ve niteliklerini kapsıyor. Taksi sayılarının kısıtlanması hizmetin devamlılığına, fiyatların düzenlenmesi ise erişilebilir olmasına imkân sağlamayı amaçlıyor. Araç ve sürücü ile ilgili olan kriterler ise bizlerin güven ve huzur içinde yolculuk etmemizi hedefliyor.
Taksi piyasasına dair ilk düzenlemeler 1930’larda Amerika’daki Büyük Bunalım yıllarına –tabiri caizse işsizlik sebebiyle her önüne gelenin taksici olmaya soyunduğu günlere– dayanıyor. Taksi ücretlerindeki düşüş ve güvenlik endişeleri sebebiyle bu hizmetin sürdürebilirliğinin tehlikeye girmesi hem yerel otoriteleri hem de taksi şirketlerini harekete geçiriyor. Taksi şirketlerinin organize gücü sayesinde, New York gibi büyük şehirlerin otoritelerince düzenlemeler yapılıp, trafiğe çıkacak taksi sayıları madalyon veya lisans yöntemi ile sınırlanıyor[1]. Fakat zamanla nüfus ve ekonomik aktivitelerdeki artış kişi başına düşen taksi sayısını düşürüp, müşterilerin bekleme sürelerini arttırırken, taksi sahiplerinin sahip olduğu lisanslar hızla değer kazanıyor. Böylelikle düzenlemelerin temel hedefi olan toplum çıkarlarının maksimize edilmesi hedefinden uzaklaşılıp, çıkar gruplarının kayrıldığı bir durum ortaya çıkıyor. Fakat, düzenlemelerin ortaya çıkardığı bu aksaklık yine piyasa güçlerince çözülmeye başlıyor. Dijital teknolojilerdeki ilerleme sayesinde Uber, Bolt, Lyft, vb. uygulamalar ortaya çıkıp taksi müşterilerinin memnun olmadığı şehirlerde hızla yaygınlaşıp gelişmeye başlıyor. Tabi bu durum bir yandan yerleşik taksi sahipleri/sürücülerini rahatsız ederken diğer yandan da kamu otoritelerini düşündürmeye başlıyor.
Türkiye’de durum nasıl?
Türkiye’de –özellikle de İstanbul’da– benzer bir durumun yaşandığını söyleyebiliriz. Taksi bulmak artık sakin saatler dışında da pek mümkün olmuyor. 1991’de 17.395 olan taksi plakası sayısı bugüne kadar hala aynı kalınca bu kaçınılmaz bir hal alıyor. 1991’de bin kişi başına düşen taksi sayısı 2,5 iken bugün 1 civarında[2]. Taksi sürücülerinin sizden ziyade turistler ile ilgilendiğini düşündüğünüzde taksi bulmamanız günlük hayatın bir gerçeği haline geliyor. Öte yandan, arzın (taksi sayısının) sabit kalması ve artan nüfus sebebiyle de taksi plakaları makul getirilerin çok üzerinde prim yapıyor. Fakat diğer birçok ülkelerde de olduğu gibi talebin memnuniyetsizliği alternatif çözümleri de beraberinde getiriyor. Önceleri eş dost arasında dolaşan telefon numaraları ile korsan taksiler[3], sorasında ise dijital teknolojiler ile birleşen Uber vb. uygulamalar bu boşluğu doldurmaya başlıyor. Ancak, taksi plakası sahibi çıkar gruplarının taksi kullanan geniş kitlelere kıyasla kolay organize olma kabiliyeti sebebiyle, hem korsan taksiler için sıkı düzenlemeler getiriliyor hem de Uber gibi uygulamaların sadece mevcut taksiler ile çalışabilmesi mümkün olabiliyor.
Bu kapsamda, Türkiye’de taksi piyasasının, geçmişten bugüne mevcut pek çok problemi içinde barındırdığını, pek çok regülasyona tabi olduğunu söyleyebiliriz. Bu sebeple yazının kalan kısmında Türkiye’de taksi piyasasını düzenleyen mevzuatın, mevzuat uyarınca düzenleme yapmaya yetkili kurumların ve halihazırda yapılmış temel regülasyonların bir değerlendirmesini yapacağız.
Türkiye’de taksicilik sektöründe düzenlemeler getiren mevzuatlar; kanunlar, yönetmelikler, tebliğler, genelgeler gibi çok çeşitli olmakla birlikte, sektör temel olarak kanunlar ve yönetmelikler ile düzenleniyor. Dolayısıyla yazımızda sizlerle söz konusu mevzuat ve düzenlemelerden en geniş kapsamlı ve önemli olanları paylaşmayı amaçlıyoruz.
Belediye Kanunu ve Büyükşehir Belediyesi Kanunu
Türkiye’de taksicilik sektöründe yapılan regülasyonlardan en kapsamlıları, 5393 Sayılı Belediye Kanunu ve 5216 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu olarak karşımıza çıkıyor. Her iki kanunda da taksilere ilişkin paralel düzenlemeler yer almakla birlikte bahsi geçen hükümlerden taksicilik sektörünü ilgilendiren en önemlisi; taksi sayılarının, ücret tarifelerinin, güzergahların ve durak yerlerinin belirlenmesinin belediyenin, Büyükşehir Belediyesi Kanunu daha özel bir düzenleme olduğu için ise özel olarak büyükşehir belediyesinin yetkisinde olmasıdır.
Diğer bir yandan, söz konusu yetki bakımından Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nda bir sınırlama getirilmekte. Bu sınırlama ile büyükşehir belediyesine verilen trafik hizmetlerini plânlama, koordinasyon ve güzergâh belirlenmesi ile taksilerin durak ve araç park yerleri ile sayısının tespitine ilişkin yetkilerin, Ulaşım Koordinasyon Merkezi (“UKOME”) tarafından kullanılacağı belirtilmiş. Taksilerin ruhsatlandırma işlemlerinin ise büyükşehir belediyesi tarafından yapılacağı düzenlenen hususlar arasında.
Karayolları Trafik Kanunu
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu, taksicilik sektörü bakımından önemli regülasyonların bulunduğu bir kanun olarak öne çıkıyor. Söz konusu kanunda özellikle taksimetreler, taksilerin güzergâh ve sayılarının belirlenmesi, taşıt kullanma süreleri ve korsan taksi uygulamalarına ilişkin düzenlemelerin önem arz ettiğini söylemek mümkün.
Taksimetrelere İlişkin Düzenlemeler
Karayolları Trafik Kanunu uyarınca taksilerde taksimetre bulundurulması ve bu taksimetrelerin kullanılır durumda olması zorunlu tutulmuş. Taksimetre bulundurmayan, kullanmayan veya taksimetresi kullanılabilir durumda olmayan taksi sürücülerinin para cezasına tabi olacakları düzenlenmiş. Bu bağlamda sürücünün aynı zamanda araç sahibi olmaması halinde aynı miktar cezanın tescil plakasına da uygulanacağı ifade ediliyor. Ek olarak, belirtilen özellikleri bulundurmayan araçların trafik zabıtası tarafından eksiklikler giderilinceye kadar trafikten menedileceği düzenlemesi mevcut. Böylelikle taksilerde taksimetre kullanımının önemi, cezai yaptırım düzenlemesi ile ön plana çıkıyor.
Öte yandan, taksimetrelerin hangi il ve ilçelerde, hangi tarihten itibaren kullanılacağı konusunun yönetmelik ile düzenleneceği belirtilerek taksimetrelerin yer ve zaman bakımından kısıtlamalarının düzenlenmesi yönetmeliklere bırakılmış.
Güzergâh ve Sayıya İlişkin Düzenlemeler
Yukarıda belirttiğimiz üzere, taksi sayılarının ve güzergahlarının belirlenmesi yetkisi büyükşehir belediyelerine ait. Bu noktada Karayolları Trafik Kanunu’nda da taksilerin güzergâh ve sayılarına ilişkin düzenlemeler getirildiği, söz konusu yetkinin il ve ilçe trafik komisyonlarına verildiği görülmektedir. Bu bağlamda il ve ilçe trafik komisyonlarının büyükşehir belediyeleri tarafından oluşturulması gerekçesiyle söz konusu yetkinin il ve ilçe trafik komisyonlarında olduğu ifade edilebilecektir.
Taşıt Kullanma Sürelerine İlişkin Düzenlemeler
Mevcut düzenlemeye göre “ticari amaçla yük ve yolcu taşıyan motorlu taşıt sürücülerinin, taşıt kullanma sürelerine aykırı olarak taşıt kullanması ve bunlara taşıt kullandırılması yasaktır.”. Büyükşehir Belediyeleri Koordinasyon Merkezleri Yönetmeliği uyarınca taşıt kullanım süreleri UKOME tarafından belirlenmekte olup, söz konusu kullanım süreleri güncel hali itibariyle sarı veya bordo renkli taksiler için 6 yıl, turkuaz ve siyah renkli taksiler için 9 yıldır.
Öte yandan taksi şoförlerinin taşıt kullanma süreleri bakımından denetimi ve süre dışı kullanmaya devamı önleyici tedbirlerle ilgili uygulanacak esas ve usuller yönetmelikte belirlenmekle birlikte söz konusu sürelere uymayan sürücüler için para cezası uygulaması söz konusu.
Korsan Taksi Uygulamalarına İlişkin Düzenlemeler
Korsan taksi uygulamasının Türkiye’de ve özellikle nüfus bakımından Türkiye’nin en kalabalık ili olan İstanbul’da çok yaygın olduğu ifade edilebilecektir. Bu bağlamda en önemli düzenleme ise Karayolları Trafik Kanunu’nda yapılmış. Bahsi geçen kanunda çok çeşitli para cezaları ve trafikten men cezaları yer alıyor. Buna göre;
- Araçlarını motorlu araç tescil belgesinde gösterilen maksadın dışında kullananlar ile sürülmesine izin veren araç sahiplerine,
- Çalışma izni/ruhsatı almadan, alınan izin/ruhsatta belirtilen faaliyet konusu dışında, alınan izin/ruhsatta belirtilen çalışma bölgesi/güzergâh dışında belediye sınırları dâhilinde yolcu taşıyan kişilere, ve
- İlgili belediye tarafından tahdit veya tahsis kapsamına alınmış ve bu kapsamda verilmiş çalışma izninin/ruhsatının süresi bittiği hâlde, belediye sınırları dâhilinde yolcu taşıyan kişilere idari para ve trafikten men cezaları uygulanmakta.
Söz konusu ayrımlar “korsan taksicilik” faaliyetinin kapsamının oldukça geniş değerlendirildiğini ve önüne geçmek amacıyla çeşitli yaptırımların öngörüldüğünü ortaya koyuyor. Buna yönelik olarak yukarıda belirtilen araçlardan taşımacılık hizmeti alanlara yönelik de idari para cezası uygulandığı ve böylelikle korsan taksi uygulamasının her iki taraf bakımından da caydırılmasının amaçlandığı görülüyor.
Karayolları Trafik Yönetmeliği
18.07.1997 tarihli ve 23053 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliği, il ve ilçe trafik komisyonlarına verilen yetkiler bakımından Karayolları Trafik Kanunu ile paralel hükümler içeriyor. “Trafik düzeni ve güvenliği yönünden belediye sınırları içinde ticari amaçla çalıştırılacak yolcu ve yük taşıtları ile motorsuz taşıtların çalışma şekil ve şartları, çalıştırılabileceği yerler ile güzergahlarını tespit etmek ve sayılarını belirlemek görevi”nin il ve ilçe trafik komisyonlarına ait olduğu düzenlenen konular arasında. Öte yandan, kullanılabilir durumda taksimetre bulundurma ve kullanma zorunluluğu bakımından da Karayolları Trafik Kanunu’ndaki hüküm tekrarlanmış.
Söz konusu Yönetmelik ile getirilen özgün düzenlemelerden en önemlisi, taksi duraklarının yerlerine yönelik bir düzenleme yapılarak cep açılan yerlerde bulunması zorunluluğunun getirilmesidir. Buna göre, Karayolları Trafik Yönetmeliği ile taksi duraklarına konum bakımından bir sınırlama getirilmiş olması dikkat çekiyor.
Bir diğer önemli düzenleme ise bahsi geçen Yönetmelik ile taksilerde bulunması gereken birtakım araçların durum ve nitelikleri bakımından bir tanımlama yapılmasıdır. Öyle ki, taksimetreler, ticari ad veya unvan ile logo, amblem ve benzeri mahiyetteki yazı, resim ve işaretler, görüntü cihazları, telsiz veya haberleşme cihazları ve ışıklı acil durum uyarı sisteminin taksilerde bulunması gerekliliği öngörülmüş ve söz konusu araçların sahip olması gereken nitelikler açıklığa kavuşturulmuş.
Büyükşehir Belediyeleri Koordinasyon Merkezleri Yönetmeliği
Adı geçen Yönetmelik ile temel olarak UKOME’nin çalışma usul ve esasları düzenleniyor. UKOME, büyükşehir belediyesi bünyesinde kurulan ve Türkiye’de taksiler bakımından önemli düzenlemeler yapabilen bir kuruluş olarak karşımıza çıkıyor.
UKOME’nin görev ve yetkilerine yönelik yönetmelik maddesi uyarınca, “kara, deniz, göl, nehir, kanal ve demiryolu üzerinde işletilen her türlü servis ve toplu taşıma araçları ile taksi sayılarını, bilet ücret ve tarifelerini, zaman ve güzergâhlarını belirlemek; otobüs, taksi, dolmuş ve servis durak yerleri ile karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek” UKOME’ye ait bir yetki. İfade edilen bu hüküm, Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile paralel.
Yukarıda da bahsi geçtiği üzere, taksilerin tahsis süreleri UKOME tarafından tespit ediliyor. Ek olarak, söz konusu madde uyarınca ticari plaka sayıları ile bu plakaların verilmesine ilişkin usul, esas ve devir ücretleri de UKOME tarafından belirleniyor. Bu uygulama “tahditli plaka uygulaması” olarak biliniyor ve İstanbul’daki taksi sayısının, tarifelerin, taksilerde ve taksi şoförlerinde aranacak şartların İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından, özel olarak ise UKOME tarafından belirleneceğini ifade ediyor.
Taksimetre Muayene Yönetmeliği
Taksimetre Muayene Yönetmeliği ile taksimetrelerin muayene işlemleri, bu muayeneleri yapanlar ve taksimetreleri kullananların görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin usul ve esaslar düzenleniyor. Yukarıda açıkladığımız üzere mevzuat uyarınca taksilerin kullanılabilir durumda taksimetre bulundurması zorunlu olduğundan söz konusu Yönetmelik oldukça önemli. Zira Yönetmelikte taksimetre ücret hesaplama yöntemleri, taksimetrelerin muayene, damga, kontrol ve denetimi, muayene servisi kriterleri, sorumlulukları, taksimetre başvurusu ve başvurunun değerlendirilmesi, onaylanması, vize işlemleri ve belge iptali gibi konular düzenleniyor. Taksicilik sektöründe mevzuata uygun şekilde faaliyet gösterebilmek için taksimetreler bakımından getirilen bu düzenlemelere uygun davranılması gerekliliği göz ardı edilemeyecektir.
Sonuç
Türkiye’de taksicilik sektörü bakımından mevzuat çok geniş olmakla birlikte söz konusu mevzuat içerisinde yer alan kanun ve yönetmeliklerin pek çok konuda birbirine paralel düzenlemeler getirdiği görülüyor. Bu bağlamda mevcut mevzuat incelendiğinde taksiler bakımından düzenleme yapma yetkisinin temel olarak büyükşehir belediyelerinde olduğu, daha dar bir çerçeveden bakıldığında ise UKOME ve il ve ilçe trafik komisyonlarının da bu alanda yetkilere sahip olduğu dikkat çekiyor. Bu açıklamaların yanında, mevzuat ile belirlenmiş yetkilerin sınırlı olmadığını ve özellikle 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu gibi kanunlar ile verilen geniş düzenleme yetkileri uyarınca İçişleri Bakanlığı ve valilikler gibi farklı kurumların da genelgeler ve genel emirler gibi bazı yollardan regülasyonlar üzerinde etkisinin olabileceğini belirtmek gerekecektir.
[1] Viscusi, W. K., Harrington, J. E., & Vernon, J. M. (1995). Economics of Regulation and Antitrust. MIT Press. Bölüm 10.
[2] Cetin, T., & Deakin, E. (2019). Regulation of taxis and the rise of ridesharing. Transport Policy, 76(September), 149–158. https://doi.org/10.1016/j.tranpol.2017.09.002
[3] Aydinonat, N. E. (2013). Yahu Biz Bu İşi Niye Yapıyorduk? Korsanla Mücadele ve Devletin İstanbul Taksi Piyasası ile İmtihanı. TEPAV. https://www.tepav.org.tr/upload/files/1366701330-1.Korsanla_Mucadele_ve_Devletin_Istanbul_Taksi_Piyasasi_ile_Imtihani.pdf.