Amerikan rekabet otoritelerinin ajandalarında işgücü piyasalarına ilişkin rekabet ihlallerinin önceliği artıyor. Özellikle Biden yönetimiyle birlikte, rekabet politikasının odağında büyük teknoloji şirketlerinin yanında, işgücü piyasalarına ilişkin endişeler de yer alıyor. Hatta caydırıcılığı arttırmak için otoritelerin bu alanda sonucu hapis ile neticelenebilen ceza davaları başlattığına da şahit oluyoruz. Öte yandan, sadece Amerika’daki otoritelerinin değil, diğer rekabet otoritelerinin de – Rekabet Kurumu dahil – işgücü piyasalarındaki rekabet sorunlarına odaklanan adımlar attığını görüyoruz.
Çalışanların ücretlerini sabitleyenin vay haline …
16 Mart’ta ABD Adalet Bakanlığı Antitröst Birimi (“DoJ“), eski bir sağlık hizmetleri İK yöneticisini hemşirelerin maaşlarını sabitlemekle suçlayan bir iddianameyi mahkemeye sundu[1]. DoJ, bu davadaki suçlamaları Amerikan işgücü piyasalarını etkileyen rekabete aykırı davranışları inceleme konusundaki taahhüdüyle bağlantılı olarak getirdiğini söylüyor. Aynı zamanda, çalışan ayartmama (no-poaching) anlaşmalarına ve ücretleri baskılamaya yönelik anlaşmalara daha sert yaklaşacağının da sinyallerini veriyor. Antitröst Birimi şefi Kanter, bu yaklaşımı şu sözleri ile somutlaştırıyor:
“Ücret sabitleme, çalışanları güçlükle kazandıkları ücretlerden mahrum bırakan bir suçtur. Antitröst Birimi çalışanları korumak için tetikte olacaktır.”
Ekim 2022’de DoJ, birbirlerinin hemşirelerini işe almamak ve hemşirelere ödenen maaşları yükseltmemek için bir rakiple anlaşma yaptığı iddia edilen bir sağlık hizmetleri İK şirketi olan VDA‘ya ceza vermişti[2]. 16 Mart’ta sunulan dava dosyasında ise söz konusu soruşturmadaki bir sağlık hizmetleri İK yöneticisi, hemşirelerin maaşlarını baskılamak için iletişimi sağlamak ve bir dizi toplantıyı organize etmekle suçlanıyor.
Sherman Yasası’nın 1. Bölümü uyarınca ücret sabitleme anlaşmalarına dair ceza davaları, beraberinde 10 yıla kadar hapis ve bireyler için de en fazla 1 milyon dolara kadar para cezası tehdidi taşıyor. Şirketler, ücret sabitleme anlaşmalarından elde edilen kazancın iki katına kadar yasal bir para cezasına ek olarak 100 milyon dolara varan cezalarla da karşı karşıya kalabiliyorlar.
Bu ne ilk ne de son
Esasında, Amerika’da işgücü piyasalarına ilişkin rekabet politikası Biden yönetimi öncesine uzanıyor. Federal Ticaret Komisyonu (“FTC”) ve DoJ’in 2016’da yayınladığı İnsan Kaynakları Profesyonellerine Yönelik Antitröst Kılavuzu[3], ücret tespiti veya çalışan ayartma yasağı gibi rekabete aykırı anlaşmaların cezai olarak yargılanabileceğinin işaretlerini barındırıyordu. 2016’dan bu yana yukarıda bahsettiğimiz davalar gibi ceza davaları dışında, otoritelerin girişimleri de arttı.
Örneğin, DOJ ayrıca Kasım 2022’de, Penguin Random House‘un Simon & Schuster‘ı satın almasına yönelik mahkeme mücadelesinde emek adına ciddi bir zafer elde etti. Buradaki birincil iddia, işlemin rekabeti azaltarak yazarlar üzerinde baskı yapacak bir emek monopsonisi (tek alıcı) yaratılacağına ilişkindi. DoJ bu zarar teorisine dayanarak 2,1 milyar dolarlık bu satın almayı engelledi. Öte yandan, daha yakın bir zamanda, Ocak 2023’te FTC, sınırlı istisnalar dışında neredeyse tüm iş akdinin sonrası rekabet etmeme anlaşmalarını yasaklayacak bir kural önerisini de duyurdu[4].
Biden yönetiminin işgücü piyasalarındaki rekabeti korumaya yönelik uygulama çabaları, bu sorunla ilgili artan bir farkındalık yaratmış olacak ki diğer ülkelerde de benzer girişimlerin varlığını görüyoruz.
İK alanındaki bu rüzgâr diğer ülkeleri de etkiliyor
Amerika’da işgücü rekabetini kısıtlayan uygulamalara sıkı yaptırımların sinyallerinin verilmesiyle, diğer otoritelerin de bu alandaki çalışmaları son aylarda ivme kazandı. Dünya çapında daha fazla otorite, işgücü piyasası sorunlarına odaklanmaya ve teşebbüsleri inceleme altına almaya başladı.
Örneğin, Portekiz’deki futbol takımlarından, Hollanda’daki süpermarketlere, Macaristan’daki İK danışmanlarına, İspanya’daki özel okullardan Romanya’daki otomotiv sektörüne, şafak baskınlarıyla başlayan bazı soruşturmalar bunların işaretlerini oluşturuyor. İşgücü piyasasındaki rekabet sorunları AB düzeyinde de ilgi görüyor. Örneğin, Şubat 2023’te Margrethe Vestager, Komisyon’un bu alanı izlediğine dair açık bir mesajı şu şekilde ifade ediyor: [5]
“… rekabet etmeme maddeleri şu ana kadar AB’de yaygın olmayabilir, fakat Komisyon’un dikkatini çekerse harekete geçmekten çekinmeyecektir.”
Rüzgâr Türkiye’ye doğru da esiyor
Türkiye’de de Rekabet Kurumu’nun (“RK”) işgücü piyasaları alanında incelemeler yapıp soruşturmalar başlattığını biliyoruz. RK’nın bu alandaki en somut girişimi, Nisan 2021’de işgücü piyasasına yönelik kapsamlı bir soruşturma ile (daha sonra sayısı artan) 32 teşebbüsü incelemeye alması olarak karşımıza çıkıyor[6]. Soruşturmaya ilişkin duyuruda RK, konuya dair yaklaşımını da aşağıdaki şekilde ortaya koyuyor:
“İşgücü piyasalarındaki sorunları ve bu sorunlara rekabet hukuku araçlarıyla müdahale edilmesinin yaratacağı faydaları göz önünde bulunduran Rekabet Kurumu, özellikle yaratıcılığın ve inovatif zekânın ön plana çıktığı dijital çağda, çalışanların ürün ve hizmetlerin tüketici ile buluşma sürecine sundukları katkının da farkında olarak işgücü piyasasının rekabetçi yapısını korumayı hedeflemektedir.”
RK’nın işgücü piyasalarında rekabeti bozucu uygulamaları kapsamlı bir şekilde ele aldığını gösteren bir diğer önemli gelişme ise bu alanda yeni yayınlanan bir uzmanlık tezi. “İşgücü Piyasalarında Rekabet Hukuku Uygulamaları” başlığını taşıyan bu teze önümüzdeki Kurul kararlarında sıklıkla atıf yapılacağını şimdiden söyleyebiliriz[7].
Kıssadan hisse
Rekabet otoritelerinde işgücü piyasalarına dair rekabet ihlalleri konusundaki farkındalık artıyor. Bu kapsamda teşebbüsler, rakipleriyle çalışanların maaşlarıyla ilgili tartışmalara ve/veya anlaşmalara girmekten kaçınmaya dikkat etmeli. Ücret sabitleme vb. anlaşmalara taraf olunduğu düşünülüyorsa mutlaka bir rekabet hukukçusuna danışılmalı. Kalıcı bir çözüm olarak ise kapsamlı bir rekabet uyum programı ile İK politikalarını ve uygulamalarını gözden geçirmeli.
[1] Department of Justice. (16 March 2023). Health Care Staffing Executive Indicted for Fixing Wages of Nurses. Erşim tarihi 29.03.2023, https://www.justice.gov/opa/pr/health-care-staffing-executive-indicted-fixing-wages-nurses.
[2] Department of Justice. (27 October 2022). Health Care Company Pleads Guilty and is Sentenced for Conspiring to Suppress Wages of School Nurses. Erşim tarihi 29.03.2023, https://www.justice.gov/opa/pr/health-care-company-pleads-guilty-and-sentenced-conspiring-suppress-wages-school-nurses.
[3] Department of Justice. (October 2016). Antitrust Guidance to Human Resource Professionals. Erişim tarihi 29.03.2023, https://www.justice.gov/atr/file/903511/download .
[4] Federal Trade Comission. (January 2023). Non-Compete Clause Rulemaking. Erişim tarihi 29.03.2023, https://www.ftc.gov/legal-library/browse/federal-register-notices/non-compete-clause-rulemaking.
[5] Bkz. Lexology. (20 March 2023). Antitrust enforcers’ attention on labor markets spreading across the globe: a new legal battlefield?. Erişim tarihi 29.03.2023, https://www.lexology.com/library/detail.aspx?g=71ab16b6-02bb-4cbd-9727-2fd7aea58a6b.
[6] Rekabet Kurumu. (20 Nisan 2021). İşgücü piyasasına yönelik centilmenlik anlaşmaları nedeniyle Türkiye genelinde 32 teşebbüs hakkında soruşturma açıldı. Erişim tarihi 29.03.2023, https://www.rekabet.gov.tr/tr/Guncel/isgucu-piyasasina-yonelik-centilmenlik-a-d8bc3379bea1eb11812e00505694b4c6 .
[7] Kıran, N. F. (Temmuz 2022). İşgücü Piyasalarında Rekabet Hukuku Uygulamaları. Rekabet Kurumu Uzmanlık Tezleri Serisi 192. Erişim tarihi 29.03.2023, https://www.rekabet.gov.tr/Dosya/nezir-furkan-kiran-20220819092342628.pdf.