Türkiye, enerji sektöründe önemli değişiklikler getiren yeni düzenlemelerle daha güçlü ve sürdürülebilir adımlar atmaya devam ediyor. Bu kapsamda, geçtiğimiz günlerde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren[1] “Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”; (“Kanun”) enerji alanında köklü değişikler getiriyor. Kanun; yerli üretim ve farklı kaynaklardan ithal edilen doğal gazdan LNG (sıvılaştırılmış doğal gaz) üretimi, Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanlarının (“YEKA”) artırılarak yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı tesislerin çoğaltılması, enerji verimliliği projelerinin desteklenmesi, afet bölgelerine yönelik düzenlemeler ve nükleer enerjiye yönelik değişikler gibi birçok yeniliği bünyesinde barındırıyor[2].
Bu yeni düzenlemeler, sektörde faaliyet gösteren yatırımcılar için de yeni ve cazip fırsatlar sunuyor. Bizler de bu yazımızda, enerji sektörünü doğrudan etkileyen Kanun’un getirdiği yenilikleri ve enerji sektörü üzerindeki yansımalarını sizler için ele alacağız.
YEKA VE YEKDEM Düzenlemeleri
Kanun’da yenilenebilir enerji projelerine ayrılmış ve özel nitelikli olarak tanımlanan YEKA alanları için önemli düzenlemeler getirildi. Değişiklik ile, YEKA olarak ilan edilen alanlarda imar planı yapılmaksızın yenilenebilir enerji üretim santralleri kurulabilmesine olanak sağlanıyor. Bu çerçevede, içme-kullanma suyu temin edilen rezervuarlar, sulak alanlar ve Kıyı Kanunu kapsamındaki kıyı ve sahil şeritleri hariç olmak üzere belirlenen alanlarda YEKA ilan edilerek yenilenebilir enerji kaynağına dayalı tesislerin kurulmasının önü açılmış oldu. Böylelikle, yenilenebilir enerji üretim tesislerinden satın alınan elektrik enerjisi maliyeti azaltılırken, yenilenebilir enerji teknolojilerinde dayalı yerli üretimin geliştirilmesi yönünde ciddi bir adım atılmış oldu.
Diğer yandan, Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesini artırmak, enerji ithalatına bağımlılığını azaltmak ve çevre dostu enerji üretimini desteklemek için önemli bir rol oynayan Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması’na (“YEKDEM”) yönelik değişikler gerçekleşti.
Buna göre, 10 yıllık sürenin sonunda lisanslı elektrik üretim faaliyetine geçecek lisanssız elektrik üretim tesisleri tarafından ödenecek katkı bedeli artırılarak YEKDEM’e ilave gelir sağlanması ve YEKDEM’e dahil olan diğer lisanslı santrallere uygulanan fiyatlarla aynı fiyatların elektrik alım tarifesi olarak uygulanarak elektrik piyasası ile uyumlu politika izlemesi öngörülmüş oldu.
Doğal Gazın Sıvılaştırılması
Kanun’un gerekçesine göre doğal gazın sıvılaştırılması faaliyetinin depolama faaliyetinden ayrıştırılarak bağımsız bir piyasa faaliyeti olarak tanımlanması amaçlanarak Doğal Gaz Piyasası Kanunu’na “doğal gazın sıvılaştırılması” tanımı eklendi. Böylece hem yerli üretim doğal gazın hem de farklı kaynaklardan ülkemize ithal edilen veya edilecek olan doğal gazın ülkemizde sıvılaştırılarak dünya piyasalarına LNG olarak pazarlanabilmesi adına önemli bir düzenleme yapılmış oldu.
Ayrıca yüzen LNG tesislerinin işletilmesi ve yer değişikliği kapsamında sağlanacak istisnaların, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın (“Bakanlık”) görüşü alınarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (“EPDK”) yayımlanan usul ve esaslara göre belirleneceği belirtildi.
Bunun yanı sıra, mevcut depolama tesislerinin kapasitelerinin daha etkin ve verimli kullanılabilmesi amacıyla söz konusu tesislerin sisteme erişim ile ilgili hükümlerden muaf tutulabilmesine yönelik düzenlemeler getirildi. Ayrıca mevcut mevzuat hükümlerine göre ihracat yapılacak her ülke için bir tüzel kişiye ayrı ayrı ihracat lisansları verilmekteyken, ihracat fırsatlarının daha hızlı bir şekilde değerlendirilmesi adına birden fazla ülke için “tek ihracat lisansı” verilmesi uygulamasına geçildi. Dolayısıyla, doğalgazda da yeni bir dönemin kapıları aralanmış oldu.
Enerji Verimliliği Projelerinin Desteklenmesi
Yine, yenilenebilir enerji kaynakları ve enerji verimliliğinin desteklenmesi Kanun’da yer alan konulardan. Bu çerçevede, enerji verimliliği projelerinin desteklenmesi, enerji ve/veya karbon yoğunluğunun veya spesifik enerji tüketiminin azaltılması ile ilgili hususlar da Kanun’da kapsam altına alındı ve “başvuru sahibi”, “spesifik enerji tüketimi” ve “karbon yoğunluğu” gibi yeni tanımlar mevzuatta yerini bulmuş oldu.
Ayrıca enerji verimliliğini artırmak amacıyla hazırlanan projelerin Bakanlık tarafından 15 milyon lirayı geçmemek kaydıyla bedellerinin en fazla yüzde 30’u oranında destekleneceği Kanun’da düzenlendi. Bununla birlikte, enerji veya karbon yoğunluğunu veya enerji tüketiminin Bakanlığın belirlediği kriterler çerçevesinde azaltan başvuru sahiplerine, 10 milyon lirayı geçmemek kaydıyla, kriterlerde belirlenen yıla ait enerji giderinin en fazla %30’u oranında destek ödemesi yapılacağı kararlaştırıldı. Son olarak TÜBİTAK’ın, enerji verimliliğinin artırılması ile yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanılmasına yönelik araştırma ve geliştirme projelerini öncelikle destekleyeceği hükme bağlanmış oldu. Enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji kaynaklarımızdan elektrik üretimini arttıracak her türlü düzenlemenin hayati olduğu kanaatindeyiz.
Afet Bölgelerine Yönelik Düzenlemeler
Kanunla yapılan bir diğer düzenleme ise afet bölgelerine yönelik. Buna göre, olağanüstü hâl kararı alınan veya afet bölgesi olarak kabul edilen yerlerde, elektrik hizmetlerinin kesintisiz karşılanabilmesi için “geçici süreli elektrik enerjisi taleplerinin” EPDK tarafından belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde karşılanacağı da düzenlenmek suretiyle afet yönetiminde enerji tedariki ile ilgili olarak düzenleyici kurumun eli kuvvetlendirilmiş oldu.
Ayrıca, elektrik dağıtım tesisleri ve/veya nakil hatlarına ilişkin irtifak alanının ilgili mevzuata göre belirleneceği ve böylece fahiş kamulaştırma bedellerinin belirlenmesinin önüne geçilmesi ile kamu kaynaklarının tasarruflu kullanılması suretiyle yatırımların artırılması hedeflendi.
Sözleşme ve Lisansların İptaline Yönelik Düzenlemeler
Diğer yandan, YEKA kapsamında imzaladığı sözleşmesini, ön lisansını veya lisansını iptal ettirmek için değişiklikten önce başvuranlar ile Kanun yürürlüğe girdikten sonra iki ay içerisinde başvuracaklara teminatlarını geri alma imkânı sağlanmış oldu. Bir diğer deyişle, YEKA yarışmaları sonucunda imzalanmış sözleşmelerini iptal etmek isteyen tüzel kişilerin Kanunun yürürlüğe girmesinin ardından iki ay içerisinde Bakanlığa başvurmaları halinde tüm hak ve yükümlülükleri sona erecek, başvuruları sonlandırılacak, Bakanlığa ve EPDK’ya sunduğu teminatları iade edilecek. Bu düzenlemenin yatırımcıların yaşadığı ekonomik ve teknik zorlukların hafifletilmesine katkı sağlayarak, âtıl kapasitenin azaltılmasına katkı sağlayacağı kanaatindeyiz.
Nükleer Düzenleme Kanunu’nda Yapılan Değişiklikler
Kanun kapsamında ele alınan bir diğer konu ise Nükleer Düzenleme Kanunu’na yönelik. Yapılan değişlik ile beraber nükleer madde taşıyan kişinin talebi, nükleer tesis işletenin muvafakati ve Nükleer Düzenleme Kurumu’nun onayıyla artık taşınan nükleer maddeden taşıyıcı sorumlu olabilecek. Buna göre, işleten, nükleer maddelerin taşınmasına ilişkin sigorta yaptırma veya teminat gösterme yükümlülüğünü Nükleer Düzenleme Kurumu’nun onaylaması şartıyla taşıyıcıya devredebilecek. Yükümlülüğü devralan taşıyıcı, düzenleme kapsamında işleten olarak sorumlu olacak. Taşıyıcıların ekonomik gücünün nükleer tesis işletene göre düşük olduğu göz önüne alındığında nükleer tesis işletenin taşınan maddeden sorumluluğunun devam etmesinin faydalı olacağı bu nedenle nükleer madde taşınmasında taşıyıcı ve taşıtanın müteselsil olarak sorumlu olması gerektiğini düşünüyoruz.
[1] Kanun’un madencilik sektörüne ilişkin düzenlemeleri ise 28 Şubat 2024 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
[2] Bkz. https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2024/05/20240511-1.htm