29 Mayıs 2024 tarihi itibariyle rekabet hukukunda önemli bir dönüşüm yaşandı. 7511 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’a (“4054 Sayılı Kanun”) köklü değişiklikler getiriyor. 4054 Sayılı Kanun, rekabet hukukundaki soruşturma süreçlerini detaylandırması sebebiyle, Türkiye’de idari usul yöntemi öngören tek kanun olma özelliğini taşıyor. Yürürlüğe giren değişiklikler ise, bu süreçlerde önemli düzenlemeler yaparak, savunma hakları bakımından esaslı yenilikler getiriyor.
Yeni dönemde bizi bekleyen iki temel usuli değişiklik var. Birincisi, tarafların önceki dönemde soruşturma bildirimine karşı sunduğu ilk yazılı savunmanın tamamen ortadan kaldırılması. İkincisi ise, Soruşturma Heyetinin ek görüş yazma zorunluluğunun sadece soruşturma raporundan farklı bir görüşün ortaya çıkması halinde olması ve buna bağlı olarak eski üçüncü yazılı savunma hakkının şarta bağlanması. Kısaca eski durumda taraflara tanınan üç yazılı savunma hakkı, temel olarak bir ve bazı durumlarda iki yazılı savunmaya düşüyor. Bir başka deyişle, bir devrin bitişine ve bir diğerinin başlangıcına şahitlik ediyoruz.
Bu değişiklikler, halihazırda soruşturma altında olan taraflar için pek çok soruyu beraberinde getiriyor. İşte yeni düzenlemeler ışığında önemli noktalar…
Kanun Geçiş Dönemi Öngördü Mü?
Değişiklikler 29 Mayıs 2024 itibariyle yürürlüğe girdi ve o gün itibariyle uygulanmaya başladı. Dolayısıyla bu, 29 Mayıs’ta tebliğ edilen soruşturma bildirimine cevaben yazılı savunma sunulmayacağı anlamına geliyor. Akıllara gelen bir diğer soru, 28 Mayıs’ta tebliğ edilen soruşturma bildirimine yazılı savunma sunulup sunulmayacağı. Bu bildirime karşı da yazılı savunma sunulmayacak, çünkü birinci yazılı savunma hakkı geçiş süreci öngörülmeden kaldırıldı. Bunun da ötesinde; 29 Mayıs’ın eski hükümlere göre birinci yazılı savunma sunma hakkının son günü olduğu varsayımında da aynı sonuca ulaşıyoruz, bu durumda da yazılı savunma sunulmayacak. Yürüyen soruşturmalar bakımından aksine bir düzenleme yapılmak istenseydi bunun değişiklik yapılan kanunda bir geçiş maddesi olarak yazılması gerekmesinden hareketle, özetle yürüyen soruşturmalar bakımından birinci yazılı savunma müessesenin ortadan kalktığını söylemek mümkün.
Yeni Dönemde Kaç Savunma Hakkı Var?
Eski dönemde soruşturma taraflarının üç tane yazılı ve bir adet sözlü savunma hakkı bulunuyordu. Yeni dönemde ise birinci yazılı savunma tamamen ortadan kalkıyor ve üçüncü yazılı savunma ise Soruşturma Heyeti’nin görüş değiştirmesi halinde mümkün oluyor. Dolayısıyla tarafların elinde kesin olarak bir tane yazılı savunma kalmış durumda. Bu savunma ise Soruşturma Heyeti’nin iddialarını kapsamlı şekilde sunduğu Soruşturma Raporu’na karşı yapılan yazılı savunma. Şu durumda, söz konusu bu tek yazılı savunmanın önemi oldukça artıyor. Eğer Soruşturma Heyeti, bu savunma sonucunda görüşünü değiştirirse, tarafların bir yazılı savunma hakkı daha ortaya çıkıyor. Sözlü savunma hakkı ise değişiklikten etkilenmiyor, tarafların eski süreçteki gibi sözlü savunma talep etmeleri hala mümkün.
Ek Yazılı Görüş Ne Zaman Beklenmeli?
Ek yazılı görüş beklenip beklenmeyeceği Soruşturma Heyetinin ikinci yazılı savunmaya istinaden fikrini değiştirip değiştirmediğine bağlı. Heyet fikrini değiştirmezse, ek yazılı görüş kaleme almayacak. Peki Soruşturma Heyeti ne zaman görüşünü değiştirmiş sayılır? Soruşturma Heyeti, ihlal iddiasından vazgeçebilir veya nadiren de olsa soruşturma kapsamını genişleterek ihlal iddialarını artırabilir. Soruşturma Heyeti’nin ihlal iddiasından vazgeçmediği ancak ihlalin kapsamı, süresi ya da hafifletici/ağırlaştırıcı unsurlara dair görüş değiştirmesi de olası. Bu durumlarda, Heyetin görüşünde değişiklik olması sebebiyle, ek yazılı görüş hazırlamasını bekleriz. Ne var ki burada ortaya çıkan tezat sonuç Soruşturma Heyetinin ihlal iddiasından vazgeçtiği senaryoda soruşturma tarafına bir yazılı savunma hakkının daha tanınmasıyken, ihlal iddiasında ısrar ettiği senaryoda soruşturma tarafının ek savunma hakkının bulunmamasıdır.
Ayrıca belirtmek gerekir ki Soruşturma Heyetinin (varsa) ek görüşünü 15 gün ve tarafların da buna karşı savunmalarını 30 gün içinde hazırlaması gerekiyor. Eski dönemdeki bir kereye mahsus verilebilen süre uzatma imkânı artık bulunmuyor.
Peki Soruşturma Heyeti fikrini değiştirmediğini de taraflara yazılı olarak bildirecek mi? Bu konuda kanunda açık bir hüküm bulunmuyor. Öte yandan bu, soruşturma safhasının bitişinin ne zaman sayılması gerektiği hususunda bir boşluk meydana getirmekte. Nitekim Kurum uygulamasında “soruşturma safhasının bitimi” önceden üçüncü yazılı savunmanın sunulduğu tarih olarak kabul ediliyor ve sözlü savunma süreleri bu tarihe göre hesaplanıyordu. Yeni düzenlemeyle Soruşturma Heyeti’nin soruşturma raporundaki görüşlerinde bir değişiklik olmaması halinde ek yazılı görüş ve üçüncü yazılı savunma süreçleri by-pass edileceğinden, bu boşluğun doldurulması için iki çözüm önerimiz bulunuyor. Birincisi, soruşturma raporuna cevaben hazırlanan yazılı savunmayı takip eden 15 gün sonunda herhangi bir yazılı görüş gelmezse soruşturma safhasının o gün itibariyle bittiğinin varsayılması. İkinci yol ise ve kanaatimizce hukuki belirlilik sağlayacak olan yöntem, Soruşturma Heyeti’nin görüşünde değişiklik olmadığının da bir tebligatla bildirilmesi.
Uzlaşma ve Taahhüt Nasıl Etkilendi?
Kanun değişikliğinin uzlaşma ve taahhüt süreçlerine herhangi bir etkisi olmadı. Çünkü bu süreler Soruşturma Bildirimi ve Soruşturma Raporu’nun tebliğine göre hesaplanıyor. İlgili sürelerde bir değişiklik olmadığından bu süreçlere dair bir değişiklik söz konusu değil.
Soruşturma Süreçleri Kısalacak mı?
Birinci yazılı savunmanın ortadan kalkması soruşturma raporunun yazılması bakımından herhangi bir süreye etki etmiyor, çünkü soruşturma raporunun hazırlığına dair 6 aylık süre soruşturmanın açılması ile başlıyor. Soruşturma Raporunun yazılması ve buna karşı savunmanın sunulabilmesi için öngörülen sürelerde ve bu sürelerin bir kereye kadar uzatılmasına dair hükümlerde bir değişiklik yapılmadı. Soruşturma süresini kısaltabilecek tek değişiklik ek yazılı görüş ve eski üçüncü yazılı savunmanın şarta bağlanması ile ortaya çıkıyor. Eğer görüş değişikliği olur ve ek yazılı görüş yazılırsa burada sadece görüş ve buna karşı yazılacak savunmanın süresinin uzatılamamasından kaynaklı olarak sürecin 45 gün kısalması söz konusu. Ek Görüş yazılmadığı durumda ise, eski uygulamaya kıyasla soruşturma süreci, 90 gün önce tamamlanıyor. En nihayetinde, rekabet hukukunda yeni bir döneme adım atıyoruz. Bu değişikliklerin nasıl sonuçlar doğuracağını ve ne tür uygulamalar getireceğini zaman gösterecek…