Ulaşım dünyasında geleceğin iki devrimci gücü: Elektrifikasyon ve otomasyon. Bu ikilinin etkisi sadece sektörü değil, günlük yaşamı da köklü bir şekilde dönüştürüyor. Elektrikli araçlar, karbon salınımının azaltılması açısından ne kadar kritik bir öneme sahipse, otonom araçlar da insan girdisine olan bağımlılığı azaltarak verimliliği artırma potansiyeliyle dikkat çekiyor. Ortak paydaları ise teknolojik faydaların sürdürülebilir bir düzen içerisinde toplum hayatına entegre edilmesi.
Elektrifikasyon ile otomasyon arasında da güçlü bir pozitif korelasyon bulunduğunu söyleyebiliriz. İki taraf da birbirini destekleyerek ilerliyor. Elektrikli araçların ve bunun uzantısı niteliğinde olan şarj altyapısı ve satış sonrası hizmetler gibi alanlarda ülkemiz son yıllarda önemli ivme kazandı.
Yerli otomobil girişimi TOGG’un elektrikli olması, Çinli elektrikli araç devi BYD’nin Türkiye’ye yapacağı doğrudan yatırım ve Tesla’nın ülkemizde doğrudan satış yapmaya başlaması, bu ivmenin önemli göstergeleri. Ayrıca, VW, Stellantis, BMW, Mercedes gibi önde gelen firmaların elektrikli ve hibrit modellerini Türkiye pazarına sunmaları da bu gelişimi destekliyor.
Otonom araçlar tarafında ise aynı hızda ilerleme kaydedildiğini söylemek zor. Bunun nedenlerinden biri, otonom araçların yalnızca teknik değil, aynı zamanda hukuki ve toplumsal boyutlarıyla ele alınması gerekliliği. Ancak bu alandaki gelişmelerin hem ülkemizde hem de küresel ölçekte hızlanacağı öngörülüyor.
Örneğin, McKinsey’e göre otonom araçlar, 2035 yılına kadar yaklaşık 400 milyar dolar gelir yaratabilecek bir pazar oluşturabilir[1]. Türkiye de bu alanda önemli adımlar atıyor. Geçmişteki pre-matüre çalışmaların ardından, 2024’ün sonunda Tam Otonom Araçların Onayı Hakkında Yönetmelik[2] (“Yönetmelik”) yayımlandı. AB mevzuatı[3] dikkate alınarak hazırlanan bu düzenleme, tam otonom araçların teknik ve idari gerekliliklerini belirleyerek Türkiye’de bu alandaki ilk kapsamlı çerçeveyi sunuyor.
Bu yazımızda, oldukça teknik detaylar içeren ve ülkemizde alanındaki ilk düzenleme olma özelliğini taşıyan bu Yönetmelik’i sizler için mercek altına alıyoruz!
Yönetmelik Öncesindeki Otonom Araçlara ilişkin Düzenleme Çabaları
Yönetmelik yayımlanana kadar, bu düzenlemenin ayak sesleri niteliğinde birtakım hukuki gelişmeler yaşandığını görüyoruz. Konuyu incelediğimizde, otonom araçlar konusunda yapılan ilk çalışmaların Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın 2014 – 2016 dönemine ait aksiyon planında olduğunu görüyoruz. Daha sonrasında ise Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı tarafından 2016 – 2019 yılları arası aksiyon planı kapsamında otonom araçların testi için öngörülen uluslararası standartların Türkiye’de de uygulanması amacıyla çalışmalar yapılıyor. Otonom araçlar, benzer şekilde, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın Ağustos 2020’de yayımladığı Ulusal Akıllı Ulaşım Strateji Dokümanı ve 2020 – 2023 Aksiyon Planı kapsamında da kendine yer buluyor ve Türkiye’de otonom araçların geliştirilmesi ve yaygınlaşması amacıyla tüm mevzuat ve altyapı çalışmalarının 2023 yılında tamamlanması hedefleniyordu.
Son olarak ise, otonom ve bağlantılı araçların geliştirilmesi ile kullanılmasına ilişkin teknik mevzuat ve altyapı ihtiyacının belirlenmesi hususu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın 2024-2028 Strateji Planı’nda yer aldığını görüyoruz.
Yönetmelik Ne Getiriyor?
Yönetmelik yük ve yolcu taşımacılığı için kullanılan N[4] ve M[5] kategorisindeki araçların tam otonom sürüş sistemleriyle donatılmasını düzenliyor. Yönetmelik, tip onayı süreçlerini üç farklı kullanım durumu üzerinden ele alıyor:
- Belirlenmiş alanda insan veya mal taşımacılığı için tasarlanmış ve imal edilmiş tam otonom araçlar.
- Sabit güzergâhlı yolcu veya mal taşımacılığı için tasarlanmış tam otonom araçlar.
- Belirli otopark tesislerinde park etme uygulamaları için tam otonom sürüş moduna sahip çift modlu araçlar.
Bunun yanı sıra, Yönetmelik ve ekleri kritik senaryolar ve bunlara ilişkin alınması gereken önlemleri de düzenliyor[6].
Ayrıca, tam otonom araçların kontrolünde, uzaktan müdahale de getirilen düzenlemeler arasında yer alıyor. Sistemlerin güvenliğini kontrol etmek amacıyla getirilen bu senaryolarda araçları sınamak için ise teknik testler öngörülüyor.
İlaveten, araç içi operatörün görevlerini uzaktan yerine getirebilecek, tam otonom aracın dışındaki bir yerde bulunan kişileri nitelendiren “Uzaktan müdahale operatörü” de düzenlemede tanımlanıyor.
Araç üreticilerinin tip onayı alabilmesi için ise ayrıntılı olarak teknik özellikler sunması gerekiyor. Buna göre, tip onayı başvurusu kapsamında AB Tip Onayı Yönetmeliği’nin[7] Ek I’inde belirtildiği üzere, sisteme ilişkin bilgilerin yer aldığı bilgi dokümanının hazırlanması gerekiyor.
Bu başvurunun değerlendirilmesi ve bunun neticesinde Tip onayı alınması ise, Yönetmelik’in Ek II’sinde öngörülen teknik özelliklere tabi tutuluyor. Bu teknik özellikler, Yönetmelik’in Ek III’ü kapsamında onay kuruluşları veya bunların yetkilendirdikleri teknik servisleri tarafından değerlendirmeye tabi tutuluyor.
Tam otonom sürüş sisteminin tipine ait AB tip onay belgesi ise Yönetmelik’in Ek IV’ü çerçevesinde düzenleniyor.
Sonuç
Türkiye, otonom araçlar gibi büyük potansiyele sahip bir alanda uluslararası mevzuata uyum sağlamak için önemli bir adım atmış bulunuyor. Sektörde faaliyet göstermek isteyen oyuncular için de belli ölçüde hukuki belirlilik sağlayan bu adımın, sektörün şekillenmesi ve gelişmesi için önem arz ettiğini düşünüyoruz.
Dahası birçok araç bu tür özellikleri içerecek şekilde üretiliyor ve hatta Türkiye’ye bu özellikleri içerecek şekilde geliyor. Dolayısıyla böyle bir mevzuatın varlığı tüketicilerin daha nitelikli araçlara sahip olmasını ve ödedikleri para karşılığı daha fazla fayda elde etmesini de sağlayacak.
Elektrifikasyon ve otomasyonun ulaştırma sektöründe yarattığı paradigma değişimini yakından takip eden bir ekip olarak, bu dönüşümü sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz!
[1] Bkz. Autonomous driving’s future: Convenient and connected
[2] 1 Aralık 2024 tarihli ve 32739 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Tam Otonom Araçların Otonom Sürüş Sistemine İlişkin Motorlu Araçların Tip Onayı Hakkında Yönetmelik”
[3] (AB) 2019/2144 ve (AB) 2022/1426 sayılı tüzükleri
[4] En az dört tekerlekli ve yük taşımasında kullanılan motorlu araçlar.
[5] En az dört tekerlekli, ve yolcu taşımasında kullanılan motorlu araçlar – moped.
[6] Bkz. Yönetmelik’in ekleri: https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2024/12/20241201-1-1.pdf
[7] Motorlu Araçlar ve Römorkları ile Bunların Aksam, Sistem ve Ayrı Teknik Ünitelerinin Tip Onayı ve Piyasa Gözetimi ve Denetimi Hakkında Yönetmeliğin (AB/2018/858)