Emin Köksal & Filiz Gökçe Bilgin
Geçtiğimiz günlerde ABD’de Demokrat Parti, iklim değişikliği ile mücadeleye odaklanan yeni bir yasa tasarısı üzerinde uzlaştı. Tasarıyla kamu bütçesinden iklim değişikliğiyle mücadele ve temiz enerji için 369 milyar dolar ayrılacak. Bu, ABD’de şimdiye kadar yapılan en büyük yatırım olacak.
Biden’ın “yasalaşırsa tarihi bir başarı olacak” şeklinde nitelendirdiği ve içinde yüzden fazla iklim ve enerji ile ilgili madde bulunan tasarı, aynı zamanda ilaç fiyatlarını düşürmeyi, yüksek gelire sahip vatandaşlar için vergi artışlarını ve kurumlar vergisinin yükseltilmesini de konu alıyor.
Türkiye’de İklim Şurası Sonuç Bildirgesinin[1] açıklanması ile yeni bir aşamaya gelen yasal düzenleme faaliyetleri için de yol gösterici olabilecek bu tasarıyı incelemeye kapsamından başlayalım.
Tasarı neleri kapsıyor?
Günümüzde yenilenebilir, düşük veya sıfır emisyonlu kaynaklardan elde edilen ve çevre dostu enerjinin kullanımının artması anlamına gelen temiz enerji dönüşümü tüm dünyanın merceğinde[2]. Yenilenebilir enerjiye dayalı üretim noktasında dönüşüm yaşayan ülkeler, bu kapsamda raporlar yayımlıyor, yasal düzenlemeler getiriyor ve yaptırımlar ön görüyor.
Biden hükümeti ile birlikte ABD için de söz konusu dönüşüm ve yapılması planlanan değişiklikler gündemde. Yenilenebilir enerji üretim artışını yıllık yüzde 15 oranında sürdüren ABD’nin 2035 yılına kadar yeşil bir ekonomiye ulaşma hedefi bulunuyor[3]. Biden da konu kapsamında temiz enerji kaynaklarının ABD’nin geleceği için çok önemli olduğunu ve yenilenebilir enerji alanına yapılacak yatırımları güçlü şekilde desteklemeye devam edeceklerini bir süredir vurgulamaktaydı. Tasarı ile bu durum daha da somutlaşmış oldu.
Tasarı temel olarak, sürdürülebilir bir altyapı ve temiz enerji açısından ABD’yi ilerletmeyi, iklim değişikliğinin etkilerini azaltmayı, halkın temiz hava ve temiz suya erişimini artırmayı ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımını özendirmeyi amaçlıyor.
Tasarıda dikkat çeken unsurlardan biri, enerji projelerine daha yüksek kredilerin ve yatırımların sağlanmasının hedeflenmesi. Böylece enerji arz güvenliğinin iyileştirilmesi[4], enerji maliyetlerinin düşürülmesi ve binlerce yeni iş imkanının yaratılması söz konusu olacak.
Özetle, tasarıda iklim değişikliği ile mücadele konusunda aşağıda yer alan hususlar hedeflenmekte:
- İklim/çevre dostu politikalar ve enerji projeleri için devlet bütçesinden 369 milyar dolar ayrılacak
- Şirketlere rüzgâr ve güneş gibi yenilenebilir enerji üretim santrallerinin kullanımının yanı sıra kritik mineralleri işlemeleri için 30 milyar dolarlık teşvik sağlanacak
- Temiz teknoloji üretim tesislerinin inşası için ilgili şirketlere 20 milyar dolara kadar kredi verilmekle birlikte 10 milyar dolar da vergi desteği sağlanacak
- Sera gazı emisyonu gerçekleştiren birtakım kaynaklar için vergilendirme düzenlemesi yapılacak
- Düşük emisyonlu enerji kaynaklarına yönelik teşvikler sağlanacak
- Düşük ve orta gelirli vatandaşların elektrikli yeni araç alımı için 7 bin 500 dolar destek ve ikinci el araçların alımı için de 4 bin dolarlık vergi kredisi sağlanacak
İklim ve temiz enerji konusunda ABD’nin yaklaşımı nasıldı?
Dünyanın en büyük ekonomisi ve ikinci büyük sera gazı emisyonu üreticisi olarak küresel iklim değişikliği ile mücadele kapsamında en önemli aktörlerden birisi olan ABD’de, iklim ve enerjiye yönelik yaklaşımlar dönem dönem değişikliklere uğradı.
Başkan Obama’nın döneminde hem ulusal hem de uluslararası düzeyde iklim değişikliğine uyum ve emisyon faaliyetlerini azaltma çalışmaları yapılmış ve BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında, iklim değişikliğinin azaltılması, adaptasyonu ve finansmanı hakkında 2016 yılında yürürlüğe giren Paris İklim Anlaşması imzalanmıştı[5].
Eski ABD Başkanı Donald Trump ise Paris İklim Anlaşması’ndan ABD’yi 2019 yılında çekmişti. Joe Biden ise başkan seçildikten sonra Paris İklim Anlaşması’na geri dönme sürecini başlatmış, bu kapsamda ilgili kararnameyi imzalamıştı.
İklim kriziyle mücadele ve temiz enerji dönüşümüne katkıda bulunmayı hedefleyen Başkan Joe Biden, ayrıca 2050 yılı itibariyle Amerika’nın sera gazı salınımını sıfıra indirmeyi sağlayacak bir yol haritası çizeceğini belirtmişti.
Tasarı ABD’de nasıl karşılandı?
ABD’de büyük bir yankı uyandıran tasarı; analistler, iklim bilimcileri, akademisyenler ve politikacılar nezdinde çoğunlukla desteklense de tasarının kendi içinde çelişkili olduğunu dile getirenler de var[6]. Zira tasarıda, fosil yakıt endüstrisini destekleyen hükümler de bulunuyor. Ayrıca tasarının daha sert iklim politikalarına yer vermesi gerektiğini belirtenler de mevcut.
Cumhuriyetçilerin eleştirileri ise daha çok tasarının iklim değişikliği dışındaki maddelerine oldu. Cumhuriyetçiler, yüksek orandaki vergi artışı ve hızlı enflasyondan dolayı ekonominin kötüye gideceğini savundular. Buna rağmen Ortak Vergilendirme Komitesi tarafından yapılan analizde, ilgili tasarının, şirketler ve yüksek gelirli bireylerinden alınacak vergilerdeki artış ile federal bütçe açığını on yıl boyunca yaklaşık 300 milyar dolar azaltacağı ve dolayısıyla da bunun ABD ekonomisine katkı sağlayacağını belirten veriler bulunuyor[7].
Senato’daki Demokrat ve Cumhuriyetçilerin oyları eşit olduğu için Başkan Biden tasarıyı yasa haline geçirebilmek için Demokrat Senatörlerin 50’sinin desteğine ihtiyaç duymakta[8]. Biden’ın deyimi ile “iklim kriziyle mücadele etmek ve enerji güvenliğini iyileştirmek için tarihteki en önemli yasa” olarak nitelendirilen ve yasalaşırsa küresel anlamda etki doğuracak yasa, diğer ülkelere yol gösterici ve onları yönlendirici bir işleve sahip olacak.
[1] Emin Köksal, Furkan Kaya, İklim Değişikliği ile Mücadelede Yeni Perde: İklim Şurası Sonuç Bildirgesi, https://www.rekabetregulasyon.com/iklim-degisikligi-ile-mucadelede-yeni-perde-iklim-surasi-sonuc-bildirgesi/. Son erişim tarihi: 03.08.2022.
[2] İlker Kil, Filiz Gökçe Bilgin, Maden Hukukunda Dikkat Çeken Bir Konu: Türkiye’nin Kritik Mineraller ile İmtihanı! , https://www.rekabetregulasyon.com/maden-hukukunda-dikkat-ceken-bir-konu-turkiyenin-kritik-mineraller-ile-imtihani/, Son erişim tarihi: 03.08.2022.
[3] Frontier Group, Renewables on the Rise: 2021, https://frontiergroup.org/reports/fg/renewables-rise-2021, Son erişim tarihi: 01.08.2022.
[4] Uluslararası Enerji Ajansına göre enerji arz güvenliği, enerji kaynaklarının satın alınabilir bir fiyattan kesintisiz bir şekilde ulaşılabilirliği şeklinde tanımlanıyor.
[5] Ceren Uysal Oğuz, Amerika Birleşik Devletleri’nin İklim Değişikliği Politikası: Sorumluluk ve İnkar İkilemi, 2019, https://www.researchgate.net/publication/335473851_AMERIKA_BIRLESIK_DEVLETLERI%27NIN_IKLIM_DEGISIKLIGI_POLITIKASI_SORUMLULUK_VE_INKAR_IKILEMI, Son erişim tarihi: 02.08.2022.
[6] David Malakoff, Science, From dazzled to doubtful: New U.S. climate deal draws range of reactions, 2022, https://www.science.org/content/article/dazzled-doubtful-new-u-s-climate-deal-draws-range-reactions, Son erişim tarihi: 03.08.2022.
[7] Jim Tankerslay, The New York Times, Analysis Deems Biden’s Climate and Tax Bill Fiscally Responsible, https://www.nytimes.com/2022/08/02/us/politics/biden-climate-tax-bill-cost.html, Son erişim tarıhi: 02.08.2022.
[8] BBC, Senator Joe Manchin suddenly backs Biden climate and tax bill, https://www.bbc.com/news/world-us-canada-62328875, Son erişim tarihi: 03.08.2022.