GESTAŞ ve GELÇAR arasında uzun zamandır süregelen ve zaman zaman basına yansıyan çekişme, en sonunda Rekabet Kurulu’nun önüne de geldi. Rekabet Kurulu kararını geçtiğimiz hafta internet sitesinde yayınladı. Peki ama kim bu GESTAŞ ile GELÇAR?
GESTAŞ, Çanakkale İl Özel İdaresine ait olan Gestaş Deniz Ulaşım Turizm Ticaret A.Ş. (GESTAŞ), Çanakkale Boğazı bölgesinde liman işletmeciliği yapmanın yanı sıra aynı zamanda donatan[1] sıfatıyla deniz yoluyla yolcu ve araç taşımacılığı ile iştigal ediyor. Anlayacağınız üzere GESTAŞ, faaliyet gösterdiği limanın işletmeciliğini yapmanın yanı sıra, o bölgede taşımacılık faaliyeti gösteren diğer donatanların da rakibi konumunda. Gelibolu Çardak Denizcilik ve Liman İşletmeciliği Sanayi ve Ltd. Şti (GELÇAR) ise Gelibolu-Çardak hattında çalışan gemilerin sefer saatlerini düzenleyen ve karada operasyonel hizmet veren bir şirket.
Rekabet Kurulu’nun güncel kararı bakımından önem teşkil eden hususlardan biri ise Çanakkale Boğazı’nda, adalar da dahil, GESTAŞ haricinde faaliyet gösteren tek şirketin GELÇAR olması. GELÇAR ise yalnızca Gelibolu-Çardak hattında faaliyet gösteriyor[2].
Geçtiğimiz yıl, GELÇAR ile iki şirket[3], Çanakkale Boğazı Bölgesi’ndeki liman işletmeciliği pazarındaki hâkim durumunu deniz yolu ile yolcu ve araç taşımacılığı pazarında kötüye kullandığı ve bu şekilde Rekabet Kanunu’nu ihlal ettiği iddiasıyla, GESTAŞ’ı Rekabet Kurumu’na şikâyet ediyor. Yine 2021 yılının temmuz ayında Kurul, GESTAŞ hakkında soruşturma açılmasına gerek olmadığına ilişkin kararını veriyor, bu karar ise geçtiğimiz günlerde Rekabet Kurumu’nun internet sitesinde yayınlanıyor.
Peki bölgede faaliyet gösteren neredeyse tüm şirketlerin şikâyetçi olduğu, defalarca basına da yansıyan bu çekişmede, Rekabet Kurulu nasıl herhangi bir ihlal olmadığına karar verdi, bir bakalım.
GESTAŞ’ın uygulamaları dışlayıcı davranış teşkil eder mi?
Rekabet Kurulu’nun kararını daha iyi anlayabilmek için şikayetçiler tarafından ileri sürülen iddialara ve Kurul’un değerlendirmesine teker teker değinmeyi faydalı görüyoruz. Rekabet Kurulu tarafından incelenen iddialardan ilki Gestaş’ın, düzenli sefer yapmak isteyen donatanların, idareden gerekli hat iznini alabilmek için temin etmesi gereken belgeler arasında bulunan kıyı işleticisi görüşü yazısını vermeyi reddetmesine ilişkin. Şikâyetçiler, söz konusu yazının verilmesinin, şartları GESTAŞ tarafından belirlenen kapak atma sözleşmesinin imzalanmasına bağlandığını ileri sürmekte. Söz konusu iddia bakımından Kurul, öncelikle Gelibolu iskelesinin GESTAŞ tarafından özel hukuk hükümlerine tabi olarak sözleşme serbestisi ilkesi çerçevesinde işletildiğini tespit ediyor. Kurul ardından, faaliyetini özel hukuk hükümleri çerçevesinde gören GESTAŞ’ın, iskeleler ve operasyon sahasında meydana gelebilecek herhangi bir kazadan dolayı sorumluluğunun belirlenebilmesi, sefer tarifelerinin düzenlenebilmesi, yolcu tahmil ve tahliyelerinde can mal ve çevre güvenliğinin sağlanabilmesi amacıyla donatanlarla yapılan kapak atma sözleşmelerinin zorunlu olduğuna değiniyor. Şikayetçi teşebbüslerin eninde sonunda gerekli görüş yazısını temin ettiğini de dikkate alan Kurul, ilgili yazının temini bakımından herhangi bir dışlayıcı davranış, Rekabet Kanunu ihlali olmadığına karar veriyor.
Kurul tarafından incelenen bir diğer iddia ise, GESTAŞ’ın Gelibolu İskelesi’nde Gelibolu – Çardak hattı için ayrılan iki rampadan birini beton dökerek kullanıma kapatması ve sefer sayılarını kendi lehine düzenlemek suretiyle rakip donatanların faaliyetlerini zorlaştırmasına ilişkin. Buna göre, Gelibolu İskelesi’nde Gelibolu Çardak hattında faaliyet gösteren yalnızca iki adet rampa bulunuyor. Hatta 2020 yılının mayıs ayında bu rampalardan biri GESTAŞ tarafından beton dökülmek suretiyle kapatıldığından beri iki geminin aynı anda Çardak İskelesi’ne yanaşması, yani gemilerin eş zamanlı faaliyet göstermesi mümkün olmuyor. İşte havaalanlarındaki slot tahsisinde ayrımcılığa benzeyen söz konusu iddia, kalan tek bir rampaya yanaşmaya yönelik sefer düzenlemesini yapan GESTAŞ’ın bu düzenlemeyi kendi lehine olacak şekilde yaptığı yönünde. Bu iddia bakımından önemli gördüğümüz hususlar ise GESTAŞ’ın, kapatılan rampaya ilişkin zaten işletme izni belgesinin olmaması ve 2020 yılında anılan rampanın kapasitesinden fazla kullanılması sonucunda yolculardan birinin kaza geçirmiş olması. GESTAŞ, söz konusu rampanın, herhangi bir dışlayıcı amaçla değil, bu tür kazaların tekrar yaşanmaması için işletme izninde izin veriler rampalar haricindeki rampalara yanaşılarak yolcu tahliyesi yapılmasının önlenmesi amacıyla kapatıldığını iddia ediyor. İskele işletmesinden kaynaklanan her türlü zarardan gerek idareye gerek zarar gören üçüncü kişilere karşı sorumlu olan GESTAŞ’ın ilgili rampayı kapatmasında haklı gerekçe olduğuna karar veren Kurul, bu iddia bakımından da bir işlem tesis edilmesine gerek olmadığını tespit ediyor.
GESTAŞ’ın uygulamaları sömürücü davranış teşkil eder mi?
Son olarak Kurul, Rekabet Kanunu’nun GESTAŞ tarafından sömürücü uygulamalar yoluyla ihlal edilip edilmediğini inceliyor. Yani Kurul, GESTAŞ tarafından kapak atma sözleşmeleri ile belirlenen ücretlerin aşırı fiyat teşkil edip etmediğine bakıyor. Kurul, GESTAŞ’ın hâkim durumda olup olmadığını ayrıca değerlendirmiyor ancak doğal veya hukuki tekel niteliğinde olmadığını tespit ediyor. Bir kısmınızın tahmin edeceği üzere Kurul aşırı fiyat iddiası kapsamında aşağıdakileri inceliyor:
- Maliyet analizi: GESTAŞ önaraştırmanın yürütüldüğü yıldan önceki sene COVID-19 nedeniyle sefer sayılarının düşmesi ile zarar ediyor ancak buna rağmen personel giderleri, sigorta ödemeleri, iaşe bedelleri, gemi bakım onarım maliyetleri gibi ödemelerini devamlı olarak yapıyor.
- Benzer mal ve hizmetler için belirlenen emsal ücretler: GESTAŞ’ın Gelibolu İskelesi’nde sunduğu hizmetlerin aynısını sunan Çardak Belediyesi’nin belirlediği kapak atma ücretlerinin, GESTAŞ’ın uyguladığı ücretlerden daha yüksek olduğu tespit ediliyor.
Bu doğrultuda aşırı fiyat iddiaları bakımından da GESTAŞ hakkında herhangi bir işlem tesis edilmesine gerek olmadığına karar veriyor Kurul.
Peki GESTAŞ’ın faaliyetleri zorunlu unsur teşkil eder mi?
Bir hizmetin zorunlu unsur teşkil edip etmediğini belirleyen kriterleri hızlıca bir hatırlayalım:
- Zorunlu unsurun yeniden kurulmasının mümkün olup olmadığı
- Zorunlu unsura erişim sağlamanın hakim durumdaki teşebbüs için mümkün olup olmadığı
Türkiye’deki iskelelerin çoğunun özel sektör tarafından yapıldığı ve işletildiğini ve iskele yapım ve işletim prosedürünü düzenleyen mevzuatın bu özel işletmeler için aşılmaz idari ve hukuki süreçler öngörmediği, maliyetlerin karşılanamaz nitelikte olmadığını dikkate alan Kurul, söz konusu iskelelerin zorunlu unsur teşkil etmediğine karar veriyor. Sonuç olarak GESTAŞ’ın kötüye kullanmaya yönelik niyetinin bulunmadığı Kurul tarafından karar altına alınıyor.
Rekabet Kurulu, GESTAŞ’ın en azından rekabet hukuku bakımından herhangi bir ihlale yol açmadığını yakın zamanda yayınlanan kararıyla tescil etmiş durumda. Ne dersiniz – Çanakkale Boğazı’ndaki bu çekişme, en azından biraz durulur mu?
[1] Çok aşina olmayanlar için hemen Türk Ticaret Kanunu’ndan bir alıntı ile donatanın kim olduğunu açıklayalım (TTK m.1061): “Donatan, gemisini menfaat sağlamak amacıyla suda kullanan gemi malikine denir”.
[2] Çanakkale Boğazı’nda bir de Çanakkale-Lapseki hattı var.
[3] Dört Kardeşler Deniz Nakliyat Turizm Ticaret Ltd. Şti ve Gelba Gelibolu Balıkçılık Sanayi ve Pazarlama (GELBA). GELBA, taşımacılık faaliyeti için gerekli liman işleticisi görüş yazısını alamamış olup bu nedenle Çanakkale Boğazı’nda faaliyetlerine devam edememekte.