Deniz üstü (offshore) rüzgar elektrik santralleri yenilenebilir enerji çevrelerinde en ilgi çekici konulardan biri. Özellikle geçtiğimiz haftalarda dünyanın en büyük deniz üstü rüzgar santrali Walney Extension’un İrlanda açıklarında faaliyete başlaması, bunun yanında dünyanın en büyük deniz üstü rüzgar santrali olma iddiasında olan rüzgar santrali için Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı (“Bakanlık”) tarafından yarışma açılması ile birlikte konu gerek global gerek yerel anlamda sıkı takip ediliyor.
Fosil yakıtların tükenebilir özellikte olmaları ve çevreye olan olumsuz etkileri, yenilenebilir enerji kaynaklarına olan eğilimi artırıyor. Özellikle tükenme ihtimalinin olmaması rüzgarı tercih edilir bir yenilenebilir enerji kaynağı haline getirirken, bakım ve işletme maliyetlerinin düşük olması ve kısa sürede faaliyete başlayabilmesi gibi etkenler de yatırımcıların işletmesel kararlarında rüzgardan yöne karar alma ihtimallerini kuvvetlendiriyor.
Dünya geneli rüzgar elektrik santrali kurulu güç toplam rakamı, 2018 yılının başı itibariyle geçmiş yıla oranla %10,8 artarak 539.291 MW’a ulaştı. Büyük kapasiteli rüzgar tarlalarının elektrik üretimi amacıyla endüstriyel anlamda kullanılmaya başlandığı 20. yüzyılın sonlarından itibaren en düşük dünya geneli kurulu güç artış oranı gözlenen 2017’de Türkiye, geçmiş yıla oranla %14,8’lik bir büyüme göstererek kurulu gücünü 6.981 MW’a çıkardı[1]. Elektrik üretiminin %33’ünü yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılayan Türkiye’de hidroelektrik santrallerinin ardından en yüksek oranda enerji üretimi sağlanan yenilenebilir enerji kaynağı %6’lık bir oranla rüzgar[2] olmuştur.
Deniz üstü rüzgarlarının daha güçlü olması ve karasal rüzgar santrallerinin bazı dezavantajlarından dolayı 90’lı yılların başından itibaren dünyanın çeşitli yerlerinde deniz üstü rüzgar santralleri kurulmaya başlandı[3]. 2017 sonu itibariyle dünya genelinde deniz üstü rüzgar santralleri kurulu gücünün toplam rüzgar santralleri kurulu gücüne oranı %3,4. Her ne kadar dünya genelinde karasal rüzgar santrallerinin kullanımı deniz üstü rüzgar santrallerine göre çok daha yüksek olsa da, bu durum ilerleyen süreçte değişebilir. 2011 yılında 4.117 MW olan deniz üstü rüzgar santrali kurulu gücü 2017 sonu itibariyle 18.814 MW’a ulaşarak[4] toplam rüzgar içindeki payını artırırken, toplam rüzgar santralleri kurulu gücündeki artış hızı ise yavaşladı. Toplam rüzgar santrali kapasitesindeki artış hızının yavaşlamasıyla deniz üstü rüzgar santrali kapasitesinde yüksek oranlı artış gözlenmesi, deniz üstü rüzgar santrallerinin toplam kapasitedeki payının ilerleyen dönemlerde artabileceğine işaret ediyor.
Dünya genelinde en yüksek deniz üstü rüzgar santrali kurulu gücüne sahip olan ülke %36’lık bir payla Birleşik Krallık. Özellikle deniz üstü rüzgar potansiyelinin yüksek olmasından yararlanan Birleşik Krallık ve Danimarka bu potansiyeli deniz üstü santraller ile enerjiye dönüştürüyor. Dünya genelinde büyük yankı uyandıran Walney Extension deniz üstü rüzgar santrali de bu durumun örneklerinden. Birleşik Krallık’tan SSE ve Danimarka’dan Ørsted’in ortaklığı ile kurulan Walney rüzgar tarlasının son aşaması olan Walney Extension’ın yapımına Şubat 2017’de başlandı ve 659 MW’lık bir kurulu güç ile Haziran 2018’de tamamlandı. Halihazırda Walney Extension, faaliyete alınmış olan dünyanın en büyük deniz üstü rüzgar santrali ünvanına sahip.
Dünya genelinde deniz üstü rüzgar santralleri ile ilgili olarak bu kadar gelişme yaşanırken, henüz faaliyette deniz üstü rüzgar santrali bulunmayan Türkiye’nin de elbette bu sürece katılması kaçınılmazdı. Bir yıla yakın süredir enerji çevrelerinin gündeminde olan deniz üstü rüzgar santrali projesi için 21 Haziran’da Resmi Gazete’de yayınlanan Bakanlık ilanı ile başlayan yarışmaya başvuru süresi 23 Ekim 2018’de sona eriyor. Saros, Kıyıköy ve Gelibolu’nun aday bölgeler olduğu ve Türkiye’nin ilk deniz üstü rüzgar santrali olacak projenin öne çıkan özelliği ise 1.200 MWe ile dünyanın en büyük deniz üstü rüzgar santrali ünvanına talip olması.
Bakanlığın Resmi Gazete’den yaptığı ilana göre deniz üstü rüzgar santrallerinin kurulacağı yenilenebilir enerji kaynak alanlarının (“YEKA”) tahsisi ve bağlantı kapasitelerinin kullanılması için açılan yarışmaya her türlü gerçek ve tüzel kişiler ile iş ortaklıkları ve konsorsiyumlar başvurabilecek. Başvurucular tarafından öncelikle Bakanlığa 20.000 TL tutarında şartname bedelinin ödenmesi gerekiyor. Şartnameye göre başvurularına devam etmek, YEKA ve bağlantı kapasitesi tahsisi yarışına girmek isteyenler başvuru aşamasında kesin ve 1 yıl süreli, tamamen ve kısmen nakde çevrilebilir, limit dışı 20 milyon USD tutarında teminat mektubu sunmak zorunda. Başvurucunun yarışmayı kazanması halinde ise sözleşme imzalanmadan önce 10 yıl süreli 100 milyon USD tutarında teminat mektubunun Bakanlığa verilmesi gerekecek.
Yarışma başlangıç tavan fiyatı ise kWh başına 8 USD olarak belirlenmiş durumda; başvurucular eksiltme usulüyle yarışmaya katılıyor olacaklar. Yarışmayı kazanarak Bakanlık ile sözleşmeyi imzalayacak olan başvurucuya, deniz üstü rüzgar santralinin ilk geçici kabulü tarihinden itibaren üretilen ilk 50 TWh’ye kadarlık zaman için elektrik alım taahhüdü veriliyor.
Her ne kadar Türkiye’nin rüzgar potansiyeli daha çok kara rüzgarı ağırlıklı olsa da, denizlerin rüzgar potansiyeli de azınsanamayacak ölçüde. Kara rüzgar potansiyeli 131.756,4 MW olan ülkemizde deniz rüzgar potansiyeli 17.393,2 MW ile toplam rüzgar potansiyelinin %11,6’lık bir bölümünü oluşturuyor[5]. Karalardaki rüzgarın yanında denizlerdeki bu rüzgar potansiyelinin kullanımı için oldukça büyük bir ilk adım olacak deniz üstü rüzgar santralimiz için düzenlenen yarışmaya gösterilecek katılım, yatırımcıların yeni deniz üstü rüzgar santrali projelerine ilgisi bakımından da bir projeksiyon oluşturacak. Yenilenebilir enerji ile ilgilenen herkes gibi bizler için de ilk deniz üstü rüzgar santrali projesinin gidişatı, denizlerdeki rüzgar potansiyelimizin realize edilmesi açısından heyecan verici. Deniz üstü rüzgar santralleri için yeni YEKA’ların belirlenmesini dört gözle bekliyoruz.
[1] Wind Power Capacity Reaches 539 GW, 52,6 GW Added in 2017, World Wind Energy Association 2017 Statistics, https://wwindea.org/blog/2018/02/12/2017-statistics/ (Son erişim tarihi: 07.10.2018)
[2] Turkey – Energy System Overview, International Energy Agency, https://www.iea.org/media/countries/Turkey.pdf (Son erişim tarihi: 07.10.2018)
[3] Özdilim, Ahmet Mert: Türkiye’de Kurulabilecek Deniz Üstü Rüzgar Santrallerinin Teknik ve Ekonomik Analizi, s. 2, Makine Mühendisliği Anabilim Dalı Enerji Programı Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2017.
[4] GWEC Global Wind 2017 Report – A Snapshot of Top Wind Markets in 2017: Offshore Wind, Global Wind Energy Council, sa. 1, http://gwec.net/wp-content/uploads/2018/04/offshore.pdf (Son erişim tarihi: 07.10.2018)
[5] Dünyada ve Türkiye’de Rüzgâr Enerjisi Durumu – Genel Değerlendirme, Prof. Dr. Erdem Koç, Arş. Gör. Mahmut Can Şenel, Mühendis ve Makina, C. 56, S. 663, sa. 52, https://www.mmo.org.tr/sites/default/files/8453498933681d8_ek.pdf (Son erişim tarihi: 07.10.2018)