Amerika Birleşik Devletleri’nin (“ABD”) Rusya’ya yönelik geniş kapsamlı bir ekonomik yaptırım rejimi bulunuyor. Ukrayna’ya yönelik askeri müdahalelerin ardından hız kazanan bu yaptırımlar, Rusya’nın uluslararası ticaret ağındaki hareket alanını kısıtlamayı ve ekonomik gücünü zayıflatmayı amaçlıyor. Avrupa Birliği (“AB”) ve İngiltere tarafından da desteklenen bu yaptırımlar, günümüzde sosyoekonomik koşulların belirlenmesinde önemli bir rol oynuyor[1].
Savaşa yönelik finansman kaynaklarını daraltmayı amaçlayan yaptırımlar, bir yandan Rusya’nın temel gelir kaynaklarını hedef alırken, diğer yandan da Rus ekonomisinin uluslararası piyasalar ile bağını kesmeye çalışmaktadır. Dolayısıyla, yaptırım rejimi sadece Rusya’daki kişi ve kurumları değil, bunlarla ticari ilişkisi olan tüm aktörleri yakından ilgilendiriyor. Rus şirketlerinin kendilerine uygulanan yaptırımları etkisiz kılmasına yardımcı olan veya bunlara esaslı destek sağlayan kişi ve kurumlar ise dünyanın neresinde olursa olsun yaptırıma tabi tutulabiliyor. Özellikle, doğrudan Rusya’nın savaş kabiliyeti ile ilgili olan ve askeri kullanıma açık olan çift kullanımlı – dual-use ürünler yaptırım uygulaması açısından ekstra hassasiyet taşıyor.
Bahse konu ekonomik savaş alanının en güncel cephesi ise 14 Eylül 2023 tarihinde Türkiye’ye karşı açıldı. Yabancı Varlıkları Kontrol Kurumu[2] (Office of Foreign Assests Control -“OFAC”) ve ABD Dışişleri Bakanlığı[3] (The Department of State – “DoJ”) içlerinde Türkiye’den beş şirket ve bir vatandaşın da yer aldığı yaklaşık 170 kişiye yaptırım uyguladığını duyurdu.
Türkiye’nin hem Rusya ve Ukrayna hem de ABD ve AB ile kapsamlı ekonomik ilişkileri bulunuyor. Bu nedenle, Ukrayna’ya yönelik askeri müdahalelerin başlangıcından bu yana tarafsız ve uzlaştırıcı bir tutum sergilenmeye çalışılıyor. Rusya’ya yönelik herhangi bir ekonomik yaptırım uygulamayan Türkiye, ABD’nin ve AB’nin uyguladığı ekonomik yaptırımların ise Türkiye aracılığı ile etkisiz kılınmasına müsaade etmeyeceği yönünde açıklamalarda bulunmuştu. Buna karşın, ABD’li yetkililerden Türkiye’deki iş çevrelerine Rusya ile bağlantılı ticari konularda yaptırım rejimine dikkat edilmesi yönünde telkinler yapılmıştı.
Gelinen noktada ise ABD’nin Rusya yaptırımlarının ihlali nedeniyle ilk defa doğrudan Türk şirketlerini ve vatandaşlarını hedef aldığı görülüyor.
Yaptırımların içeriğini incelediğimizde, yaptırımların odağındaki davranışın ihlallere yardım ve yataklık etmek, iş birliği yapmak, “esaslı destek” sağlamak olduğu ve bu kapsamda da Rusya’nın askeri kabiliyetini sınırlamak amacıyla çift kullanımlı ürünlerin ticaretinin yapılması, Rusya savunma sanayii ve teknoloji sektörlerine hizmet verilmesi olduğu anlaşılıyor.
Yaptırımların kaynağında ise 14024 sayılı Başkanlık Kararı’nın yer aldığı anlaşılıyor. Bu yaptırım enstrümanı, Rusya’daki kamu kurum ve kuruluşları ile yapılan işler ve Rusya’nın üçüncü ülkelere karşı tehdit teşkil edebilecek eylemleri kapsamında yer alan veya bunlar ile doğrudan ya da dolaylı olarak ilişkili olanları kapsıyor. Bahse konu kişi ve kurumların mal varlıklarına ve ticari faaliyetlerine yönelik kısıtlamalar getiriliyor.
Türkiye’den kimler yaptırımların hedefinde yer alıyor?
OFAC’tan yapılan açıklamada, Rusya’nın Ukrayna’ya olan müdahalesini sürdürebilmek için oldukça ihtiyaç duyduğu çift kullanımlı ürünleri ithal etmek için üçüncü ülke kuruluşlarına sırtını dayıyor. Duyuruda, ABD Hazine Bakanlığı’nın çift kullanımlı malların Rusya’ya sevkiyatı veya aktarılması konusundaki endişelerin Türkiye Hükümeti ve Türk özel sektörü ile defalarca paylaşıldığı belirtiliyor.
Bu kapsamda OFAC Türkiye merkezli 2 şirkete yaptırım uyguladığını duyuruyor:
- Margiana İnşaat Dış Ticaret Limited Şirketi: 14024 sayılı Başkanlık Kararı (executive order) uyarınca varlıkları dondurulan, Rusya menşeili SMT-iLogic ve Saturn EK‘ye maddi olarak yardım ettiği, sponsor olduğu veya mali, maddi veya teknolojik destek veya mal veya hizmet sağladığı için 14024 sayılı Başkanlık Kararı uyarınca yaptırım listesine alınıyor.
Margiana’nın bu şirketlere yüzden fazla sevkiyat yaptığı belirtiliyor. SMT-iLogic’in Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşında kullanılan Rus askeri İHA’larının üretim tedarik zincirinde yer aldığı biliniyor. Margiana’nın SMT-iLogic ve Saturn EK‘ye yaptığı sevkiyatlar, Kalibr seyir füzesi, Kh-101 seyir füzesi ve Orlan-10 İHA’sı da dahil olmak üzere Rus silah sisteminde Ukrayna’ya karşı kullanılan çok sayıda Yüksek Öncelikli Öğeleri (High Priority Items) içerdiği belirtiliyor
- Demirci Bilişim Ticaret Sanayi Limited Şirketi: Demirci’nin Rusya’ya sensör ve ölçüm aletleri gönderdiği belirtiliyor. Demirci, Rusya ekonomisinin teknoloji sektöründe faaliyet gösterdiği için 14024 sayılı Başkanlık Kararı uyarınca yaptırım listesine alınıyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı ise, OFAC’ın bu yaptırımlarının yanında yine 14024 sayılı Başkanlık Kararı uyarınca, Rusya Federasyonu ekonomisinin savunma ve bununla ilişkili materyaller sektöründe faaliyet gösteren veya faaliyet göstermiş olan kuruluşların varlığı olarak bloke edilen gemilere kuru havuz, gemi onarımı ve gemi acenteliği hizmetlerinin sağlanması sebebiyle 3 şirkete ve 1 Türk vatandaşına yaptırım uyguladığını duyuruyor:
- Denkar Ship Construction – Denkar Gemi İnşa Anonim Şirketi: Türkiye menşeili bir gemi onarım şirketi olan Denkar’ın 14024 sayılı Başkanlık Kararı uyarınca yaptırım uygulanan JSC Northern Shipping Company’ye ait bloke edilmiş 3 gemiye[4] gemi onarım hizmetleri sağlayarak yardımda bulunduğu belirtiliyor.
JSC’nin Rusya Federasyonu ekonomisinin savunma ve bununla ilişkili materyaller sektöründe faaliyet gösterdiği veya göstermiş olduğu için 14024 sayılı Başkanlık Kararı uyarınca daha önce yaptırım listesine alınmış olan Rusya Savunma Bakanlığı’yla ilişkili bir şirket olduğu belirtiliyor. Bu nedenle de Denkar’ın yine 14024 sayılı Başkanlık Kararı uyarınca yaptırım listesine alındığı belirtiliyor.
Adı Geçen Şirketler
- CTL Dış Ticaret Limited Şirketi: ABD Ticaret Bakanlığı’na bağlı Endüstri ve Güvenlik Ofisi (Bureau of Industry and Security – “BIS”) tarafından belirlenen ABD ve Avrupa menşeli yüksek öncelikli elektronik bileşenleri Rusya’da bulunan şirketlere sevk eden Türkiye merkezli bir aracı şirket olduğu değerlendiriliyor. Bu nedenle CTL’nin de yine 14024 sayılı Başkanlık Kararı uyarınca yaptırım listesine alındığı belirtiliyor.
- Birtakım Türk şirketleri ile iş insanlarının da adı geçmektedir.
Yaptırımların Etkileri Neler?
14024 sayılı Başkanlık Kararnamesi’ne göre, yaptırım uygulanan kişilerin ABD’de bulunan, ABD’li kişilerin mülkiyetine ya da kontrolüne giren tüm mülkleri ve mülklerindeki menfaatleri donduruluyor ve bunların OFAC’a raporlanması gerekiyor. İlaveten, bu kişilere ait olan veya bu kişilerin doğrudan veya dolaylı olarak yüzde 50 veya daha fazlasına sahip olduğu tüm kuruluşlar da bloke ediliyor.
OFAC tarafından verilen genel veya özel bir lisansla yetkilendirilmedikçe veya muaf tutulmadıkça, bloke edilen mülkler veya bunlar üzerindeki menfaatlerle ilgili olarak ABD’li kişiler tarafından veya ABD içinde herhangi bir işlem veya muamele yapılması da yasaklanıyor.
Bu sınırlamalar, bloke edilmiş herhangi bir kişiye veya bu kişilerin yararına herhangi bir katkı, fon, mal veya hizmet sağlanmasını ve bu kişilere herhangi bir katkı, fon, mal veya hizmet sağlanmasını içeriyor.
Bu Yaptırımlar Karşısında Türk Şirketler Ne Yapmalı?
Ekonomik yaptırımlar, uzun yıllardır küresel ticareti şekillendiren unsurların başında geliyor. Rusya ve Ukrayna arasındaki askeri gerilim ise yaptırım risklerini farklı bir boyuta taşıyor. Ülkemizin de bir parçası olduğu ekonomi coğrafyasının merkezinde yaşanan bu gerilim, emtia fiyatlarının yükselmesine, enerji kaynaklarına erişimin güçleşmesine, girdi maliyetlerinde artışa ve tedarik zincirinde kırılmalara neden olabiliyor.
Uluslararası yaptırım riskleri açısından en önemli tedbir, bunların hangi koşullarda kimlere uygulanabileceğini kavramaktan geçiyor. Bu sayede şirketler, ticari faaliyetlerin coğrafi izdüşümü üzerinden kendilerine bir risk haritası çıkartabiliyor. Uygulayıcı ülke ABD olduğu için alınan bu aksiyonlar uzaklarda yaşanıyor gibi düşünenler olabilir ancak gerçek maalesef öyle değil. Türkiye konum itibariyle hem AB’ye hem de Rusya’ya yakın durumda. Yaptırımların arkasından dolanmak (sanctions evasion) isteyen Rus çevreleri bakımından hedeflenme potansiyeli oldukça yüksek. Nitekim ABD’nin uyguladığı yaptırımlardan ve bugüne kadar dile getirdiği endişelerden de bu durum anlaşılıyor. Dolayısıyla, Türk iş çevrelerinin bu riskleri de gözeterek riskli davranışlardan kaçınması önem arz ediyor[5].
[1] Rusya’nın müdahalesi üzerine ABD ve AB tarafından uygulanan yaptırımlar için bkz. “Ekonomik Savaş Alanı: Rusya’ya Uygulanan Uluslararası Yaptırımların Hukuki Boyutu”, Armanç Canbeyli, Furkan Kaya https://www.rekabetregulasyon.com/ekonomik-savas-alani-rusyaya-uygulanan-uluslararasi-yaptirimlarin-hukuki-boyutu/
[2] OFAC’ın duyurusu için bkz. https://home.treasury.gov/news/press-releases/jy1731
[3] The Department of State’in duyurusu için bkz. https://www.state.gov/imposing-further-sanctions-in-response-to-russias-illegal-war-against-ukraine/
[4] NZHENER TRUBIN, INZHENER Veshnyakovve KAPTAN KOKOVIN gemileri.
[5] Yaptırımlara ilişkin daha detaylı bilgi edinmek için aşağıdaki yazılarımızı inceleyebilirsiniz:
Dersimiz: İhracat Kontrolleri – ABD’nin Yaptırım Rejimine Uyum Konusunda Hazırlıklar Ne Düzeyde?
ABD Türkiye’ye Yaptırım Uygulanmasına Yeşil Işık Yaktı!