Geçici tedbir kararları, son dönemde rekabet hukukundaki en önemli tartışma konularından birini oluşturuyor. Kurul’un güncel karalarını incelediğimizde, geçici tedbir mekanizmasının eskiye nazaran daha sık kullanıldığını ve yapılan müdahalelerin içerik olarak daha geniş bir alanı kapsadığını görüyoruz. Uygulamadaki bu eğilim, geçici tedbir mekanizmasının amacına ve kanunda tanımlanan sınırlarına uygun kullanılıp kullanılmadığı açısından birtakım soru işaretlerini de beraberinde getiriyor. Soru işaretlerinin temelinde geçici tedbir kararlarının yargısal denetime elverişli olup olmadığı yatıyor.
Bu tartışmalar devam ederken, yakın zamanda idare mahkemelerinden geçici tedbir mekanizmasının hukuki sınırlarına ilişkin faydalı değerlendirmeler içeren bir iptal kararı geldi. Bu kararın içeriğini ve geçici tedbir uygulamaları açısından nasıl sonuçlar doğurduğunu sizler için ele aldık.
4054 sayılı Kanun kapsamında Kurul, “nihaî karara kadar ciddî ve telafi olunamayacak zararların ortaya çıkma ihtimalinin bulunduğu durumlarda” geçici tedbir kararı alabilir. Aynı kapsamda, geçici tedbir kararının “ihlalden önceki durumu koruyucu nitelikte” olması ve “nihaî kararın kapsamını aşmayacak şekilde” verilmesi gerekir. Buradaki tanımdan da anlaşıldığı üzere, geçici tedbir niteliği gereği istisnai bir uygulama olarak öngörülmüş ve hangi koşullarda kullanılabileceği kanunda belirlenmiş.
Bu durum, özellikle süreli para cezası tehdidiyle geçici tedbir uygulanmasına karar verilen bir dosyada geçici tedbir kararlarının açık, net ve tereddütsüz biçimde ortaya konulmasını elzem hale getiriyor. Soyut, muğlak ve genel ifadeler içeren kararlar ise hukuki belirsizliği artırarak rekabetin adil ve etkin bir şekilde tesis edilmesine ket vuruyor.
İşte bu konu, yakın dönemde Nesine[1] (“Şirket”) hakkında yürütülen soruşturmada uygulanan geçici tedbir kararının yargısal denetimi esnasında idare mahkemesi tarafından ele alındı. Nesine ile Mackolik arasında imzalanan bir reklam sözleşmesindeki (“Sözleşme”) münhasırlık hükümlerinin kaldırılmasına yönelik alınan geçici tedbir kararı[2] (“Karar”) Ankara 9. İdare Mahkemesi (“Mahkeme”) tarafından kısmen iptal edildi.
Sürecin gelişimine baktığımızda, Şirket’in hâkim durumda olduğu yönünde rekabetçi endişeler üzerine hareket eden Kurul’un, açtığı soruşturma kapsamında Maçkolik ile yapılan reklam sözleşmesindeki münhasırlığın kaldırılması için bir geçici tedbir kararı aldığını görüyoruz. Tedbir kararında sözleşmeden kaldırılması gereken bazı maddeler tespit edilmekle birlikte, münhasırlık içerebilecek sair tüm ifadelerin kaldırılması şeklinde ifade edilen bir tedbirin de uygulandığını görüyoruz.
Karar ile kaldırılması talep edilen hükümlere ilişkin bu muğlak ifade ise geçici tedbire karşı açılan iptal davasında idare mahkemesinin denetimine takılıyor. Mahkeme konuya ilişkin kararında Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesiyle güvence altına alınan “Sözleşme Özgürlüğü ve Teşebbüs Hürriyeti” ile demokratik toplumu oluşturan bireylerin çıkarları, mal, hizmet ve piyasa koşullarının nizamı arasında adil ve hassas bir dengenin sağlanabilmesi adına detaylı bir muhakeme yapılması gerektiğinin altını çiziyor. Aynı kapsamda mahkeme, kararında geçici tedbir mekanizmasının muğlak ve belirsiz bir biçimde uygulanamayacağını da vurguluyor.
Geçici tedbir mekanizmasının nasıl ve hangi sınırlarla uygulanabileceğine ilişkin faydalı değerlendirmeler içeren iptal kararı, idari işlemlerin belirli ve gerekçeli bir şekilde tesis edilmesinin idare hukukunun genel ilkelerinden biri olduğunu belirtiyor. Dava konusu kararın da esasen bu ilkeye uygun olarak tesis edilmesinin gerektiğini belirten mahkeme, kararda bu ilkenin gözetilmediğini, dolayısıyla yargısal denetime elverişsiz, müphem, muğlak, belirsiz ve ihtimale dayalı işlem tesis edilmesinin hukuka aykırı olduğunu tespit ediyor. Bu gerekçe ışığında mahkeme, bahse konu sözleşmedeki “Anılan Sözleşme ve Ekleri Kapsamında Münhasırlık İçerebilecek Sair Tüm Hükümlerin Kaldırılmasına” ibaresinin tamamen belirsiz ve muğlak olduğu vurgulayıp dava konusu işlemi hukuka aykırı buluyor.
Geçici tedbir sürecinin hukuka uygun yürütülmesi noktasında önemli bir emsal teşkil eden bu karar, idare hukukunda belirlilik ilkesinin ticaret hayatı ile etkileşiminin ne kadar önemli olduğunu de gözler önüne seriyor. Nitekim karar, bir geçici tedbir alınacaksa dahi bunun kapsamının açık, net ve tereddütsüz biçimde ortaya konulmasının gerektiğini belirtiyor. Dolayısıyla bir idari otorite olan Kurul’un, bağlı yetki kurallarının ve idare hukuku ilkelerinin ötesine geçen bir müdahale oluşturmaması gerektiği de mahkemenin değerlendirmelerinde net bir şekilde kararda ortaya konuluyor.
[1] D Elektronik Şans Oyunları ve Yayıncılık A.Ş.
[2] Bkz. https://www.rekabet.gov.tr/Karar?kararId=a5583438-3407-41dc-9797-51d5ea1acc83