Hepimizin bildiği üzere, elektrikli araçlar yükselen bir ivme ile hayatımıza giriyor ve mobilite teknolojilerinde yaşanan bu gelişmeler; ulaşım ağının tüm katmanlarını süratli bir dönüşüme sevk ediyor. Elektrikli araç sahnesi her geçen gün yeni bir modele ev sahipliği yaparken, otomobil konglomeraları da bu kulvardaki rekabetlerini farklı bir boyuta taşımakta ve her yeni modelin bir öncekini yeniden yazacak kadar işlevsel ve cazibeli olmasını sağlamaya çalışmaktadır. Toplu taşımadan bireysel araçlara, karayollarından yük ve yolcu taşımacılığına kadar ulaşımın tüm disiplinlerinde geleceği şekillendiren bu dönüşüm, özellikle son yıllarda önemli bir mesafe kat etti.
Gerçekten de, Almanya ile Fransa’nın; Alsas-Loren bölgesindeki kömür rezervleri üzerine amansız bir mücadeleye tutuştuğu yıllardan bu yana dünyanın enerji tercihlerin köklü değişiklikler yaşanırken; kömür de dünya enerji yarışında bayrağı petrole kaptırdı. Günümüzde hala en önemli kaynaklardan biri olan petrol ise bu defa yaratıcı yıkım sürecinin yıkılan tarafına doğru ilerledi ve yavaş yavaş yerini elektrik enerjisine bırakmaya başladı. Ulaşım teknolojilerinde yaşanan teknolojik ilerlemenin kaçınılmaz bir sonucu olan bu dönüşümün, elbette ki teknik boyutu ile olduğu kadar hukuki boyutu ile de ele alınması gerekiyor.
BASEAK Elektrikli Araç Girişimi
İşte bu nedenle, BASEK Rekabet ve Regülasyon ekibi olarak; enerji hukuku alanında edindiğimiz tecrübeler ile otomotiv ve ulaşım sektörlerindeki hukuki içgörülerimizi kullanarak, henüz gelişmekte olan bu sürece katma değer sağlamak yönünde girişim başlattık.
Bu kapsamda, BASEAK Elektrikli Araç Girişimi’nin bu alandaki ilk faaliyetlerinden biri olarak; geçtiğimiz haftalarda düzenlenen “Türkiye 2030 Elektrikli Ulaşım Yol Haritası” çalıştayına katıldık ve sektör temsilcileri ile bir araya gelerek gelişimin önündeki fiili ve hukuki direnç noktalarını değerlendirdik.
Sektörün öncü kurumlarından Türkiye Elektrikli ve Hibrid Araçlar Derneği’nin (“TEHAD”) girişimi ve Ernst & Young’ın (“EY”) ev sahipliğinde gerçekleştirilen çalıştaya; otomotiv üreticileri, enerji şirketleri, elektrikli araç ve şarj istasyonu yatırımcıları ile akademisyenler ve sektörün diğer tüm katmanlarından temsilciler katıldı. Sektörün tüm paydaşlarını bir araya getiren ilk özel girişim olan çalıştay; interaktif yapısı ve farklı katmanlar arasında kurduğu etkileşimler açısından önemli bir kilometre taşı niteliği taşıyor.
Türkiye 2030 Elektrikli Ulaşım Yol Haritası Çalıştayı
Elektrikli, hibrid ve hidrojen yakıtlı araçların ülkemiz ulaşım piyasalarına etkileri ile 2030 yılına kadar bu alanda yapılacak alt ve üst yapı dönüşümlerini değerlendirmek gündemi ile toplanan çalıştayda, katılımcılar interaktif bir sistem üzerinden oy vererek tartışmaların içeriğini belirledi. İçinde bulunduğumuz on yıllık dönemde gelişimin önündeki direnç noktalarını tespit edilip bunların çözümüne yönelik bir yol haritası oluşturmak amacıyla yola çıkan katılımcılar, ilk adım olarak tartışma konularını alt başlıklara ayırdı ve her bir başlık için ayrı bir Komisyon oluşturdu.
Biz de BASEAK olarak, meselenin hukuki boyutunda katkı sunmak üzere çalıştayın en çok talep alan komisyonlarından Şarj İstasyonları çalışma grubuna dahil olarak diğer Komisyon mensupları ile gelişime açık alanları değerlendirdik. Gelişimin önündeki engellerin tespit edilmesi ile başlayan çalışmamız; bu engeller karşısında alınması gereken aksiyonları da belirleyerek hangi paydaşının nerede elini taşın altına sokması gerektiği konusunda önerilerde bulundu.
Tespit edilen gelişim alanlarının başında; hukuki belirlilik ihtiyacı ve gelişimi teşvik eden regülasyonlar gelirken, biz de atılabilecek adımlara ilişkin regülasyon hukuku alanındaki emprik birikimimizi paylaştık. Ayrıca, ofisimizi temsilen çalıştaya katılan Av. Armanç Canbeyli’nin, Şarj İstasyonları Komisyonu’nun temsilcisi seçilmesi ile grubun çalışmalarını koordine etme imkânına da erişerek çalıştayın sonunda Komisyon’un çözüm önerilerine ilişkin katılımcılara bir de sunum yaptık.
Şarj istasyonları ve şebeke altyapısının yanı sıra; otomotiv ve yan sanayinin durumu, enerji talep ve tedariğinin durumu, akü-batarya teknolojisi ve elektrik depolama ile dijitalleşme ve tüketici kullanım alışkanlıklarını içeren komisyonların oluşturulduğu çalıştayın çıktıları, bir rapor haline getirilerek ilgili mecralarda ayrıca paylaşılacak. Sektör temsilcilerinin bireysel katkılarının yanı sıra karşılıklı etkileşimlerini de somutlaştıracak olan bu raporun, ülkemizde elektrikli araç dönüşümü konusunda önemli bir kontrol noktası niteliği taşıyacağı değerlendiriliyor.