İlker Fatih Kıl, Büşra Nazlı Yaldır, Kaan Zabtiyeoğulları
14 Temmuz günü Amerika Birleşik Devletleri (“ABD”) Başkanı Joe Biden, enerji üretim ve dağıtım politikaları üzerine yeni bir çalışma planı duyurdu[1]. Bu plan kapsamında Biden’ın hedefi rüzgar tribünleri ve güneş panelleri ile elde edilen enerjinin depolandığı uzun ömürlü lityum iyon bataryaların geliştirilmesi ve maliyetinin düşürülmesi.
Zaten dünyanın pek çok bölgesinde gerek Birleşmiş Milletler 2030 Sürdürülebilirlik Planı gerekse ülkelerin kendi kalkınma planları doğrultusunda yenilenebilir enerjinin depolanması ve dağıtılması üzerine birçok çalışma yapılıyor. Fakat Enerji Departmanı’nın(The Energy Department, “DOE”)açıkladığı planda göze çarpan bir nokta, Amerika’nın daha ziyade işin piyasa ve maliyet boyutu üzerinde duruyor olması. Biden’a göre ABD 2050 yılına kadar “sıfır karbon emisyonu” hedefine ulaşmak istiyorsa söz konusu enerji projelerinde dağıtım ve depolama maliyetini düşürmek zorunda.
Yeşil Enerjiden Dış Politikaya
ABD dünyadaki en yüksek karbon salınımına sahip ülkelerden birisidir[2]. Fakat özellikle uluslararası göç ve çevre politikalarıyla Trump’a kıyasla daha açık ve Avrupa Birliği ile uyumlu politikaları ile gündeme gelen Biden, 2030 yılına kadar yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen elektriğin depolanacağı lityum-iyon pillerin maliyetini düşürmek, yaygınlığını artırmak ve 2050 yılına kadar ise, ABD’nin karbon emisyonunu “sıfır”a indirmek istiyor. Öyle görünüyor ki, Biden dünyayı ilgilendiren sorunlar üzerine selefi Trump’a kıyasla daha global bir bakış açısıyla ilerlemeye devam edecek.
Ayrıca Beyaz Saray tarafından yayımlanan 2021 iş alanları ve yatırım planlamasında enerji dağıtım hatlarını geliştirmenin yanı sıra güney eyaletlerini Doğu ve Batı sahillerine bağlayan karayollarının geliştirilmesi de yer almakta[3]. Peki bu ne anlama geliyor?
Dolar Kadar Yeşil Bir Enerji
Bilindiği gibi borsa yatırımcıların yönelimlerini ve geleceğe dönük beklentilerini gerçeğe yakın şekilde tahmin edebileceği bir sistem. Durum böyle olunca DOE’nin batarya maliyetlerini düşürmeye yönelik planının ABD’nin ekonomi politikalarına nasıl yön vereceğini anlamanın yollarından birisi de borsayı incelemek. Nasdaq verilerine baktığımız zaman görüyoruz ki 2021 yılında alternatif enerji piyasasındaki büyük oyuncuların yatırım hacmi %170’lik bir artış gösteriyor[4]. Peki bu ne demek? ABD küresel ekonominin lideri olarak yapacağı bir ekonomi hamlesini genellikle kendi halkının güveni üzerine inşa etme eğiliminde olan bir ülke, yani ABD bir yıl içinde havuç depolarındaki tüm havuçları satmak istiyor ise önce kendi halkını havucun faydalı olduğuna ikna edip onları havuç almaya yönlendirmeli[5]. Hal böyle olunca ABD yatırımcısının piyasada yeşil enerjiye yönelmiş olması yenilenebilir enerjinin yaygınlaşması ve maliyetinin düşürülmesi yolunda dünya ile birlikte hareket edeceğinin büyük bir göstergesi. Bununla birlikte başta Toyota olmak üzere birçok otomotiv firması 2030 yılına kadar satışlarında elektrikli ve hibrit araçların payını gözle görülebilir ölçüde artırmayı hedefliyor[6].
Tüm bunlar bir araya getirildiğinde anlaşılıyor ki Biden bataryaların maliyetini düşürme hedefi ile yalnızca güneş enerjisinden elde edilecek enerjinin depolanmasında kullanılacak tesislerin yaygınlığını artırmayı değil, aynı zamanda enerjisini bu tesislerden sağlayacak yeni bir şehir yaşamı oluşturma konusunda dünya trendine ayak uydurmak istiyor.
DOEgüneş enerjisinin kullanımını yaygınlaştırmak amacıyla başlangıç olarak 125 şehirde kullanıma sunacağı SolarAPP+ isimli bir uygulama geliştirilmesi için girişimcilerle birlikte çalışıyor[7]. Bu uygulama sayesinde insanlar evlerine güneş paneli sistemi kurmanın avantajları konusunda bilgi alabilecek, panelleri kurmak için gereken izin ve belgeleri uygulama üzerinden kolayca talep ederek başvurularını sistem üzerinden takip edebilecekler. Fakat ABD’yi bekleyen bazı zorlu patikalar da var. Bunlardan biri yıldan yıla ekonomideki payı azalan fosil yakıt sektörünün küçülmesiyle ortaya çıkması muhtemel işsizlik[8]. Biden yönetiminin fosil yakıt sektörünün bıraktığı boşluğu yenilenebilir enerji sektöründeki istihdam olanakları ile doldurması şart. Bu sebeple Biden yönetimi 2050 yılına kadar gerçekleştirmeyi planladığı “sıfır emisyon” hedefi yolunda yenilenebilir enerji sektöründe yeni iş olanaklarının yaratılmasını teşvik edecek fonlar yaratmayı hedefliyor. Bu fonlar sayesinde bünyesinde yenilenebilir enerji konusunda uzmanlaşmış personel barındıran veya yenilenebilir enerji sektörüne yatırım yapan şirketlerin sayısının artırılması planlanıyor[9]. Bununla birlikte Joe Biden’ı yenilenebilir enerji sektörünü destekleyecek planları ile ABD’nin petrol piyasasındaki küresel gücünü kaybedeceğini düşünen Cumhuriyetçi bir kesime[10] karşı da iç politika mücadelesi bekliyor. Kim bilir, belki de yeni iş olanakları herkesi ikna etmeye yeter.
2030 yılına doğru ilerlerken bir ABD vatandaşının günlük yaşamını hayal edin. ABD’nin iç kesimlerindeki devasa solar paneller aracılığıyla üretilen güneş enerjisi ülkede son derece yaygın hale gelmiş bir ağ ile şehirlerin çevresindeki büyük enerji depolarına taşınıyor ve oradan Los Angeles’a, New York’a ve daha nice şehre yönlendirilerek yaşam alanlarına, elektrikli araç şarj istasyonlarına ve okullara geliyor. Çok uzak bir hedef değil.
2030’a Doğru Enerji Hukuku
İşin hukuki boyutuna gelindiğinde ise ABD’nin 2005 yılında çıkardığı Enerji Politikası Yasası’nın (Energy Policy Act) 2020 yılında yenilenerek yenilenebilir enerji kaynaklarının maliyetinin düşürülmesi için çalışan sektörlerin fonlamasına ağırlık verdiğini görüyoruz[11]. Bu durum 2030’a kadar olan orta-kısa dönem ve 2050’ye kadar olan uzun dönemde Avrupalı firmaların ABD’de ofis açması veya ABD’nin Avrupalı firmalar ile yakın çalışmalara girmesi sonucunu doğurabilir ki bunun bir örneğini enerji devi ENGIE’nin ABD’de ofis açarak organizasyon yapısında değişiklik yapmasıyla görmüş olduk[12]. Netice itibariyle, ufukta yeni enerji yatırımları, teşvik paketleri ve yeni işbirlikleri görülüyor.
[1] https://www.nytimes.com/2021/07/14/climate/renewable-energy-batteries.html?referringSource=articleShare
[2] https://www.ucsusa.org/resources/each-countrys-share-co2-emissions
[3] https://www.whitehouse.gov/briefing-room/statements-releases/2021/03/31/fact-sheet-the-american-jobs-plan/
[4] https://www.nasdaq.com/articles/best-renewable-energy-stocks-to-buy-now-4-to-check-out-2021-07-22
[5] https://www.smithsonianmag.com/arts-culture/a-wwii-propaganda-campaign-popularized-the-myth-that-carrots-help-you-see-in-the-dark-28812484/
[6] https://www.statista.com/topics/4421/the-us-electric-vehicle-industry/
[7] https://www.energy.gov/eere/solar/streamlining-solar-permitting-solarapp
[8] https://www.energy.gov/sites/prod/files/2017/03/f34/qtr-2015-chapter1.pdf
[9] https://joebiden.com/clean-energy/
[10] https://www.cfr.org/expert-roundup/us-energy-challenge
[11] https://www.energy.senate.gov/services/files/32B4E9F4-F13A-44F6-A0CA-E10B3392D47A
[12] https://www.prnewswire.com/news-releases/new-organizational-structure-for-a-simpler-engie-to-go-live-on-july-1-301323700.html