Son zamanlarda teknolojinin gelişmesiyle farklı ödeme şekillerinin ortaya çıktığını yakından gözlemliyoruz. Örneğin, daha birkaç yıl öncesine kadar kredi kartlarımızın çipini okutmadan ya da kredi kartının üzerindeki manyetik bölümü POS (point of sale) makinasından geçirmeden herhangi bir ödeme yapamıyorduk. Bunun için kartımızı çalışanlara veriyor, üstüne POS makinasında şifremizi tuşluyor ve sonra da kartı geri alıyorduk. Covid yaşamış bir toplum olarak kartın bu kadar el değiştirmesinin, devamlı POS makinasına dokunmanın hijyen ve sağlık bakımından ideal bir senaryo olmadığının sanırım artık hepimiz farkındayız. Kart bu şekilde el değiştirirken, devamlı POS makinaları ile sınanırken şöyle komik olaylar da yaşanıyordu mesela: Bir yemek alışverişimde ödemeyi banka kartımla yapmak istedim, restoran çalışanı kartı POS cihazından öyle bir geçirdi ki kart iki parça halinde çıktı:) Ben daha “hayda gitti kart” derken, yardımcı çalışan hemen bir koli bandı çıkardı ve “hemen hallediyorum” dedi. Gözlerimin önümde ikiye ayrılan banka kartımı bir daha kullanılması imkânsız bir şekilde koli bandıyla yapıştırarak bana geri verdi… Neyse anlıyorsunuz işte, günümüzde hala – ama azalarak – kullanılmakta olan eski yöntem hem hijyenik değildi hem de böyle komik olaylara yol açıyor, bazen bizlere ek iş çıkarıyordu.
Sonraları gündeme gelen Yakın Alan İletişimi (Near Field Communication – “NFC”) teknolojisi ile artık temassız ödeme yapabiliyoruz, güvenli bir mesafeden kartımızı okutuyoruz, ne kart pek çok kez el değiştiriyor ne de bu sırada paramparça oluyor. Tabi bu anlattığım, bir iPhone kullanıcısının deneyimi. Android kullanıcıları ise bunun bir adım ötesine geçerek, doğrudan telefonlarıyla NFC ödeme teknolojisiyle ödeme yapabiliyor. Evet kart taşımak falan yok, doğrudan banka uygulamalarını açıyorlar, NFC ödeme menüsüne geliyorlar ve aynı kredi kartlarını POS makinasına yaklaştırarak ödeme yaptıkları gibi, telefonlarını cihaza yaklaştırarak ödeme yapıyorlar. Süper değil mi? Türkiye’deki iPhone kullanıcıları için değil maalesef. “E biz bunu Apple Pay ile yapıyoruz!” dediğinizi duyar gibiyim. Hayır, yapamıyorsunuz. Yani en azından Türkiye’deki banka hesabınızla yapamıyorsunuz. Bu maalesef yurt dışında da bankacılık sistemini kullanan iPhone kullanıcılarının faydalanabildiği bir ayrıcalık.
Yani anlatmaya çalıştığım, NFC nakdin ve kartların el değiştirmesi yönteminin eskimiş bir hal almasıyla ve dijital işlemlerin norm haline gelmesiyle ödeme alışkanlıklarımızı kökten değiştirdi. Bir dokunuşla tüketiciler, akıllı telefonlarını kullanarak kolayca işlem yapabiliyorlar. Ancak Türkiye’de bir iPhone sahibiyseniz bu teknolojiden faydalanamıyorsunuz. Peki neden?
Türkiye’de iPhone’larda NFC ödemelerinin olmaması, teknolojik yetersizlikten ziyade düzenleyici engeller, pazar dinamikleri ve kurumsal stratejilerden kaynaklanıyor.
Anlayacağınız, bu sorunun öncelikli nedeni Türkiye’de bankacılık alanındaki son derece kapsamlı regülasyonlar. Türkiye’de Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (“BDDK”), mobil ödeme sistemleri bakımından, özellikle de güvenlik standartları ve veri koruma konularında sıkı düzenlemeler getirmiş durumda. Örneğin BDDK bu kapsamda ödeme hizmetleri alanında faaliyette bulunmak isteyen kuruluşlardan, Türkiye’de gerçekleşen işlemler için bilgi sistemlerini yurt içinde tutmalarını talep ediyor. Bunun gibi yerel düzenleyiciler tarafından getirilen birtakım yasal gereklilikler, Apple gibi şirketler bakımından yeni yatırımlar gerektiriyor, yeni maliyet kalemleri oluşturuyor; bu yatırımı yapmama kararı alan şirketler olabiliyor. NFC ödemeleri, Android cihazlar üzerinden çeşitli bankacılık uygulamaları aracılığıyla yaygın olarak mevcutken, Apple’ın kapalı ekosistemi tercih etmesi, BDDK’nın mevcut regülasyon dünyası bakımında bu ödeme şeklini sunmaya engel teşkil ediyor. Bu nedenle günümüzde Google Pay, Samsung Pay gibi uygulamalarla NFC ödeme yapılırken hala daha Apple cihazlarla NFC ödeme yapılamıyor.
Oysaki Türkiye, Garanti BBVA, İş Bankası ve Akbank gibi yerel oyuncuların hâkim olduğu canlı bir mobil ödeme ekosistemine sahip. Bu bankalar, kendi mobil ödeme çözümlerini Android cihazlarla uyumlu hale getirmek için önemli yatırımlar yapmış durumda ve tüketicilere geniş bir hizmet yelpazesi sunuyorlar. Ancak, Apple iPhone’lardaki NFC çiplerini (bu saydığımız bankaların uygulamaları gibi) üçüncü taraf uygulamaların kullanmasına izin vermiyor; bankaların sistemlerini iOS cihazlarla sorunsuz bir şekilde entegre etmesinin önünde bir engel oluşturuyor. Bu durumda zaten iPhone kullanıcıları için tek NFC ödeme imkânı Apple Pay olarak kalırken, Apple’ın bunu da Türkiye pazarında sunmaması nedeniyle iPhone kullanıcıları hepten bu teknolojiden mahrum kalıyor.
Peki madem bankalara izin vermiyorsun, o zaman “getir de Apple Pay’i kullanalım bari” dediğinizi duyar gibiyim bu sefer de. Apple Pay’in Türkiye’de hala çalışmıyor olması da Apple’ın bu teknolojiyi yayma sürecindeki önceliklendirmesinden kaynaklanıyor maalesef. Apple Pay, küresel olarak varlığını genişletmiş olsa da, şirket genellikle yerel düzenlemelere uyum, altyapı hazırlığı ve pazar potansiyeli gibi faktörleri dikkate alarak pazarları önceliklendiriyor. Büyük ihtimalle Türkiye, pek çok kredi kartı kullanıcısıyla ve teknolojiye yatkın nüfusuyla bile, henüz Apple’ın önceliklendirme kriterlerini karşılamıyor ve bu da NFC ödemeler gibi belirli özelliklerin ülkemize gelmesinde gecikmelere yol açıyor.
Sonuç olarak, Türkiye’deki iPhone’larda NFC ödeme özelliğinin bulunmaması ne Apple’ın ne de Türkiye’deki bankaların NFC ödemesine ilişkin teknoloji ve altyapı yetersizliğinden kaynaklanıyor. Mevcut durumda sorun daha çok düzenleyici kısıtlamalar, pazar dinamikleri ve Apple’ın kurumsal stratejileri. Tüketicilerin dijital ödeme çözümlerini benimsemeleri arttıkça, düzenleyici otoriteler, finansal kurumlar ile teknoloji şirketleri arasındaki süregelen diyalogların meyvesini vermeye başlayacağını düşünüyoruz. Tüm kullanıcıların, tercih ettikleri akıllı telefon markasından bağımsız olarak, hayatı kolaylaştıran bu NFC ödeme teknolojisinden faydalanabilmesi dileğiyle.