Bildiğimiz üzere, iklim değişikliği ve çevresel çöküş dünyanın varlığı için büyük bir tehdit oluşturuyor. Bu tehditin üstesinden gelerek kendisini modern, kaynakları etkin kullanan ve rekabetçi bir ekonomiye dönüştürmek isteyen Avrupa Birliği (“AB”), Yeşil Anlaşma (Green Deal) olarak bilinen eylem planını 2019 yılının Aralık ayında açıklamıştı. 2030 yılına kadar karbon emisyonlarının %50 azaltılmasını, 2050 yılına kadar ise tüm AB üyesi ülkeleri karbon-nötr hale getirmeyi hedefleyen bu eylem planı ile AB, üye ülkeler için üretimden ulaşıma, dijitalleşmeden atık yönetimine pek çok farklı konuda çok sayıda somut hedef belirliyor. Çevre dostu politikaları benimseyen AB şirketlerinin, bu politikayı sürdürürken katlandıkları maliyetlerin uluslararası rekabette bir dezavantaja dönüşmemesi için, yabancı şirketlere karbon sınır vergilerinin uygulanması da gündemde.[1]
“Yeşil Anlaşma” kapsamında en önemli başlıklardan biri de sürdürülebilir ve akıllı ulaşım araçlarına yönelimin ivme kazanması. Çünkü AB’nin sera gazı emisyonunun dörtte biri ulaşımdan kaynaklanıyor. Yukarıda anılan hedeflere ulaşılabilmesi için ulaşım sektörü emisyonunun 2050 yılına kadar %90 azaltılması gerekiyor. Sürdürülebilir ulaşım, tüketicilere mevcut ulaşım kanallarından daha uygun fiyatlı, kolay erişilebilir, sağlıklı ve temiz alternatiflerin sunulmasını gerektiriyor.[2] Yeşil Anlaşma kapsamında ulaşım sektörüne ilişkin olarak ortaya koyulan hedeflerin, daha iddialı, güncel ve yenilikçi olmaları yönüyle, 2011 Beyaz Bildirge’deki (White Paper – Roadmap to a Single European Transport Area)[3] hedeflerin yerini aldığını söylemek yanlış olmayacak.
Bu kapsamda, Avrupa Komisyonu, ulaşım sektörünü sürdürülebilir ve rekabetçi kılmak adına; sektörün geleceği hakkında tüm paydaşların ve AB vatandaşlarının fikir ve görüşlerini almak üzere, 1 Temmuz 2020’den 23 Eylül 2020’ye kadar kamuoyuna danışma (public consultation) sürecini yürütmüştü. Bu çerçevede, AB ulaşım sistemini tasarlarken, iklim değişikliği ve dijitalleşme gibi çağımızın önemli olgularının ulaşıma yansımaları dikkate aldığı gibi, tüketicilerin gündelik ihtiyaçlarını ve tercihlerini de göz önünde bulunduruyor.
Avrupa yollarında 2025 yılına kadar 13 milyon sıfır veya düşük emisyonlu araç olacağı öngörülüyor, bu öngörü çerçevesinde 1 milyon şarj istasyona ihtiyaç duyulacak.[4] Avrupa genelinde tüm şarj istasyonlarının %76’sı Hollanda, Almanya, Fransa ve Birleşik Krallık’ta bulunuyor. Hatta toprak genişliği, AB’nin yüz ölçümünün %1’ne denk gelen Hollanda, AB genelindeki şarj istasyonlarının %28’ine sahip ve bu alanda açık ara önde.[5]
Öyle ki, Hollanda genelinde geniş bir alana yayılan Fastned ve MisterGreen[6] adlı elektrikli araç şarj istasyonu sağlayıcıları, Shell ve Esso gibi dünya devlerinin kendi benzin istasyonlarına elektrikli araç şarj ünitesi yerleştirmelerinin önüne geçmeye çalışıyor. Fastned, Shell gibi şirketlerin benzin istasyonlarına elektrikli araç şarj ünitelerini yerleştirmesi ile kendilerinin çok daha önceden ticari risk alarak yaptıkları yatırımların boşa gideceğini ve bunun haksız rekabet teşkil edeceğini hukuki mecralarda savunurken[7], diğer tarafta Fastned’in elektrikli araç şarj istasyonu kurduğu bölgelerde münhasır haklara sahip olmadığı yönündeki mahkeme kararları ile eli güçlenen Shell, Avrupa’nın en büyük şarj istasyonu sağlayıcılarından NewMotion’u devralarak bu alandaki yatırımlarını hızlandırıyor.[8]
Hollanda’da elektrikli araç şarj istasyonu sağlayıcıları gerek kendi aralarındaki mevcut rekabet ile, gerekse benzin istasyonlarının potansiyel rekabeti ile yüzleşirken, geçtiğimiz günlerde Hollanda Tüketici ve Pazar Otoritesi (The Netherlands Authority for Consumers and Markets – “ACM”)’nden tüketicileri korumaya yönelik önemli bir düzenleme geldi.[9]
Elektrikli araçların yaygınlaşması bakımından, şarj istasyonlarının sayısı kadar, nerede konumlandıkları, nasıl faaliyet gösterdikleri ve sunulan hizmetin kalitesi de önem arz ediyor. Sunulan hizmet karşılığında alınan bedelin şeffaf olması da en önemli kalite kriterlerinden biri.
Yapılan düzenleme ile, elektrikli araçlarını şarj etmeden önce, tüketicilerin şarj istasyonlarında şarj istasyonu kullanım ücretinden şarj kartı ücretine kadar katlanacakları tüm maliyetleri açıkça görebilmeleri ve satın alma kararlarını bilgilendirilmiş bir şekilde verebilmeleri öngörülüyor.
Hollanda’da elektrikli araç şarj istasyonlarında fiyatların şeffaflığını sağlamaya yönelik düzenlemeler halihazırda yürürlükte, ancak sıkı bir denetim mekanizması ve güçlü yaptırımların olmadığı bir piyasa ortamında, elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla şeffaf olmayan fiyatlar tüketicilere daha çok zarar vermeye başlıyor. Bu nedenle 1 Aralık 2020 tarihinden itibaren sıkı denetimler yapılacak ve aksi yönde uygulamalar tespit edildiğinde sağlayıcılar yaptırımlarla karşılaşacak.
ACM, elektrikli araç şarj istasyonu sağlayıcıları ile 15 Ekim’de gerçekleştirdiği sektör toplantısında, sağlayıcılardan öncelikli beklentisinin fiyat şeffaflığı olduğunu, bu şeffaflığı sağlamak için mevcut kuraların başlangıç noktası olarak ele alınmasını istediğini belirtti. Tüketici aracını şarj etmeden önce, hangi hizmete ne kadar bedel ödeyeceği hakkında bilgilendirilecek, bu bilgilendirme çevrim içi (online) olarak ya da şarj istasyonunda yapılabilecek. Bu kapsamda fiyatların tüketicilere kilowatt/saat başına düşen Avro bedeli olarak sunulması, kredi kartı veya debit kart ile ödeme imkanının tanınması, şarj ünitelerinin güvenilir ölçüm sistemlerine sahip olması ve ilgili cihazların elektrik fiyatlarındaki değişiklikleri tüketicilere güncel olarak yansıtabileceği teknik altyapıya sahip olması gerekiyor. Şarj seansı tamamlandığında tüketiciler, araçlarının başlangıçta kendilerine söylenen fiyat üzerinden şarj edilip edilmediğini ilgili faturaları inceleyerek kontrol edebilecekler. Tüketiciler, ACM tarafından şeffaf olmayan bir fiyatlandırma politikası ile karşılaştıkları durumlarda şikayet başvurusunda bulunmaları noktasında da ayrıca teşvik ediliyor.
Benzer düzenlemeler, yakın gelecekte özellikle elektrikli araç şarj istasyonlarının yaygın olduğu Almanya ve Fransa’da da yürürlüğe girebilir. AB’nin 2050’de karbon-nötr hale gelmek yönündeki hırslı hedeflerini gerçekleştirebilmek yolunda gerek elektrikli araçların ve şarj istasyonlarının yaygınlaşması, gerekse bu süreçte tüketicilerin korunması için atacağı adımları yakından takip ediyor olacağız.
[1] https://ec.europa.eu/info/sites/info/files/european-green-deal-communication_en.pdf, s. 2-3.
[2] https://ec.europa.eu/info/sites/info/files/european-green-deal-communication_en.pdf , s. 11.
[3] https://ec.europa.eu/transport/themes/strategies/2011_white_paper_en , Erişim Tarihi: 25.10.2020.
[4] https://ec.europa.eu/info/sites/info/files/european-green-deal-communication_en.pdf, s. 11.
[5] https://insideevs.com/news/340641/76-of-charging-points-in-europe-are-concentrated-in-just-4-countries/ , Erişim Tarihi: 25.10.2020.
[6] 01.07.2020 tarihinde Fastned tarafından yapılan basın duyurusunda, MisterGreen’in Fastned tarafından devralındığı bilgisi paylaşılmıştır. https://fastnedcharging.com/hq/fastned-acquires-fast-charging-network-mistergreen/ , Erişim Tarihi: 25.10.2020.
[7] https://newmobility.news/2018/01/25/war-ev-charging-stations-netherlands/ , Erişim Tarihi: 25.10.2020.
[8] https://newmobility.news/2017/10/12/shell-buys-newmotions-electric-charging-network/ , Erişim Tarihi: 25.10.2020.
[9] https://www.acm.nl/en/publications/acm-prices-charging-electric-cars-must-be-completely-clear-1-december , Erişim Tarihi: 26.10.2020.