Emin Köksal & Gökçe Çetinkaya
Bu yılın başında İtalya’da faaliyet gösteren dört mobil operatörden en büyük ikisi – Telecom Italia ve Vodafone – yaklaşık 22.000 baz istasyonundan oluşan alt yapılarını birleştirecek bir ortak girişimin kurulması için Avrupa Komisyonu’na (“Komisyon”) başvurmuştu. Mobil ve sabit telekomünikasyon hizmetlerinin sağlanmasında aktif olan bu iki şirketin İtalya’nın en büyük iki mobil operatörü olduğu göz önüne alındığında Komisyon’un kararının merakla beklendiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Nitekim kurulacak olan yapısal ilişki Komisyonu’a sunulduğu andan itibaren rekabet karşıtı endişeleri de gündeme getirmişti.
Merakla beklenen karar Komisyon tarafından dokuz ay sonra verildi. Rekabet politikasından sorumlu başkan yardımcısı Margrethe Vestager, söz konusu işlemin 5G teknolojisinin İtalya’da hızla yaygınlaşmasını İtalyan tüketicilere ve işletmelere fayda sağlayacağını ifade ederken, perakende ve toptan satış rekabetinden ödün verilmeyeceğine de dikkat çekti. Böylece, Telecom Italia ve Vodafone tarafından kurulan ortak girişim INWIT’e yeşil ışık yakılmış oldu. Bu kapsamda Komisyon kararının kule şirketleri arasındaki birleşmeler ve Avrupa Birliği’nde (“AB”) 5G’nin yaygınlaşmasında telekomünikasyon operatörleri arasında ağ paylaşımı işbirliği hakkında benimsenecek yaklaşıma da ışık tuttuğunu söyleyebiliriz. Bu doğrultuda söz konusu işlem ve rekabet karşıtı endişeleri ortadan kaldıran taahhütleri mercek altına almak faydalı olacaktır.
Şubat 2020’de yapılan başvuru…
Şubat 2020’de Vodafone Italia ve Telecom Italia niyetlerini İtalya’daki telekomünikasyon kulesi çıkarlarını birleştirmek ve İtalya’da 100.000’den az nüfusa sahip tüm kasabaları kapsayan pasif (direkler, kuleler vb.) ve aktif (sinyal işleme ekipmanı) bir ağ paylaşım anlaşması imzalamak olarak açıklamıştı. İtalya’nın en büyük kule operatörü olarak faaliyet gösterecek olan INWIT ile kule kullanımını en üst seviyeye çıkarmanın hedefleneceği ifade edilirken Telecom Italia ve Vodafone Italia’nın 5G ağlarının yayılımını destekleyeceği belirtilmişti.
Bu kapsamda işlemi değerlendiren Komisyon, kulelerde telekom operatörlerine yer kiralama pazarına ilişkin rekabet endişelerine dikkat çekerek özellikle, belediye yönetmeliklerinin yeni kule alanları hususunu zorlaştırdığı durumlar üzerinde durmuştu. İşlemin 35.000’den fazla nüfusa sahip belediyelerde kule alanı kiralama pazarında rekabeti zayıflatacağı ve bunun da rakip operatörün kulelere erişimini engelleyebileceği tespit edilmişti.
Ağ paylaşımlarının iki yüzü
Komisyon’un endişelerini gidermek amacıyla Vodafone ve Telecom Italia tarafından birtakım davranışsal taahhütler sunuldu. Bu taahhütler gereğince taraflar, 35.000’den fazla nüfusu olan belediyelerdeki 4.000 kulede ayrım gözetmeyen şartlarda boş alan sağlayacaklardı. Pasif paylaşım taahhütlerin odak noktası olsa da taraflar arasındaki aktif paylaşım anlaşması, Komisyon’un birleşme soruşturmasının bir parçası olarak resmi olarak bir incelemeye tabi olmamıştı. Ancak, Komisyon’un işlemi özetleyen basın bülteninde bu düzenlemeler hakkında da gözlemlere yer verildiğini görüyoruz. Bu doğrultuda, Komisyon ağ paylaşımına olan yaklaşımını biraz daha berraklaştırırken ağ paylaşım uygulamalarının iki farklı etkisi olduğuna dikkat çekti. Ağ paylaşımının, maliyetleri düşürerek elektronik iletişim ağlarının yaygınlaştırılmasını kolaylaştırabilen yaygın bir araç olduğu ve Komisyon’un genellikle bu tür işbirliklerini desteklediği ifade edildi. Ancak, Komisyon madalyonun diğer yüzü olarak ağ paylaşımlarının belirli ölçüde bilgi değişimi gerektirdiği ve bunun da rekabeti sınırlayıcı etkilerinin olabileceği, bu sebeple de olay özelinde değerlendirme yapılması gerektiğini vurguladı.
Pasif anlaşmalara ilişkin taahhütlerin yanında Telecom Italia ve Vodafone (Komisyon’un değerlendirmesi sırasında) aktif paylaşım planlarını küçültme kararı alarak en yoğun ve yüksek nüfuslu şehirleri ve ekonomik öneme sahip merkezleri dışarıda bıraktı. Bu değişikle beraber Telecom Italia ve Vodafone’un diğer şehirlerde, kasabalarda ve kırsal alanlarda ağ paylaşımının faydalarını korurken ağ kalitesi konusunda rekabet etmeye devam edeceği alanları arttırmış oldu. Komisyon, bu ayarlamaların ağ paylaşım anlaşmalarından kaynaklanan olası endişeleri hafifletmek ve daha fazla önlem alma ihtiyacını ortadan kaldırmak için yeterli olduğuna kanaat getirdi.
Komisyon’un aldığı karar, Komisyon’un 5G’nin daha küçük kasaba ve şehirlerde ve kırsal alanlarda yaygınlaşmasını kolaylaştırmanın bir yolu olarak aktif ağ paylaşımı konusunda işbirliğini destekleyeceğini gösteriyor. Ancak bu işbirliğinin sınırının ağ kalitesinin daha önemli bir rekabet unsuru olabileceği ve 5G ağını yaymanın maliyetinin daha kolay desteklendiği, yoğun nüfuslu alanlar ile çizildiğini söylemek mümkün. Bu tür düzenlemelerle ilgili olarak ihtiyatlı bir tavır çizdiği düşünülse de Komisyon’un rekabetçi endişeler ve ağ işbirliklerinin olumlu yansımalar arasındaki dengeyi gözetiyor. Nitekim söz konusu işlemin ana kahramanları ülkenin en büyük iki şirketi olsa dahi işleme izin verilmesinin aralarındaki anlaşmanın ortaya çıkaracağı etkinliğin üzerinde temellendiğini söyleyebiliriz. Komisyon, bu kararı ile konsolidasyona olan yaklaşımını netleştirirken bu tür işbirliklerine yönelik kararların gelişen teknoloji ile birlikte daha fazla gündemde olacağı kanaatindeyiz.