Yirmi yıl kadar önce Rekabet Kanunu’nun kabulü ve Kurul’un kurulmasıyla ülke olarak tanıştığımız, ancak sokaktaki insanların belki de hiç ilgisini çekmeyen rekabet hukuku, şu sıralar popülerliğinin doruklarını yaşıyor. Bunu yalnızca biz söylemiyoruz, Google’ın arama istatistiklerine göre “rekabet hukuku”, “rekabet kurulu” gibi ifadelerin arama trendinde şöyle bir durum söz konusu:
Bu sıçrayışın nedeni, sizlerin de tahmin edeceği üzere, Eylül ayı ortasında verilen Danıştay’ın onama kararı. Tabi ki Kurul’un banka karteli kararına ilişkin onamadan bahsediyoruz.
Hatırlanacağı gibi, Rekabet Kurulu 2013 yılında verdiği kararı ile 12 mevduat bankasının 2007-2011 yılları arasında mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetlerinde kartel oluşturduğuna karar vermiş, 1.1 milyar lira idari para cezası verilmiş, karar bankalarca İdare Mahkemesi’ne ve ardından Danıştay’a taşınmıştı. Şimdi 2016 yılının sonuna geldiğimizde, karar olağan kanun yollarını geride bırakmış ve büyük ölçüde kesinleşmiş olarak karşımıza çıkıyor. Ve halkımızın birden rekabet hukuku hakkında yazıp çizmesine yol açan nokta sonunda gündeme geliyor: üç kat tazminat için dava açmak.
Bu sıralar internete, özellikle hukuk bürolarının sayfalarına, bloglara, hatta sosyal medya hesaplarına baktığınızda “12 BANKAYA KARŞI 3 KAT TAZMİNAT (KARTEL TAZMİNATI) DAVASI!” biçiminde, soru-cevap formatında çok fazla yazılıp çizilene denk gelmeniz mümkün. Ancak çok da fazla uzmanı bulunmayan bu alanda birden herkes yazmaya başladığı vakit, ortaya ciddi bir bilgi kirliliği çıktığını da görmüş bulunuyoruz. Davanın nerede açılacağı, zamanaşımı, zararın nasıl hesaplanacağı gibi sürüyle soru işaretinin olduğu bu güncel konuda bilgi kirliliğinin önüne geçmek gerekiyor.
Son zamanlardaki trendden bağımsız olarak, 20 yıldır uzmanı olduğumuz, yüzlerce uluslararası müvekkile danışmanlık sunduğumuz, onlarca soruşturmada görev aldığımız, rekabet uyum programları yürüttüğümüz, dava süreçlerinde destek sunduğumuz rekabet hukuku alanında, hukukçu, iktisatçı ve akademisyenlerden oluşan ekibimizle, daha önce pek çok benzer durumda olduğu gibi, bu süreçte de doğru bilinen yanlışların karşısında olacağız.
Geçmişte, özel hukuk tazminatı davalarında verdiğimiz hukuki desteğin yanında tazminat hesaplaması konusunda iktisadi uzmanlık çalışmaları da yürütmüş bulunmamızdan yola çıkarak, hukuk ve iktisat perspektifiyle, bankacılık sektörünün uzun yıllardır içinde bulunmamız dolayısıyla sektör dinamiklerine de vakıf olarak, ilerleyen günlerde biz de bu popüler konuda yazıp çiziyor olacağız.