E-ticaret alanındaki çalışmalar hızla devam ederken geçtiğimiz günlerde Avrupa Birliği Komisyonu, Nike, Sanrio ve Universal Studio’nun lisans ve dağıtım uygulamaları hakkında, bu uygulamaların rekabeti ihlal ettiği iddiasıyla soruşturma başlattı. Söz konusu soruşturmaya ilişkin olarak Komisyon’un rekabet politikalarından sorumlu üyesi Margrethe Vestager, Komisyonun, bu teşebbüslerin sınır ötesi ve internet üzerinden yapılan satışlara müdahale edip etmediğini inceleyeceğini belirtti. Vestager, lisans ve dağıtım uygulamaları hakkında yapılacak bu incelemede tüketici refahının göz önünde tutulacağına ayrıca değindi[1].
Sürece ilişkin yapılan resmi açıklamalar bu şekilde iken, söz konusu soruşturmalarda Komisyon tarafından hazırlanan e-ticaret sektör raporunun etkisi ise açıkça görülüyor. Hatırlanacağı üzere, Komisyon’un dijital tek pazar stratejisinin gerçekleştirilmesi amacına yönelik sektör raporu geçtiğimiz aylarda yayınlanmıştı. Söz konusu rapor ve açılan soruşturmalar da dikkate alındığında, e-ticaret alanında ticaret engellerinin kaldırılması ve tüketicilerin farklı ülkelerdeki ürünlere internet üzerinden, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmaksızın, ulaşabilmesi amacıyla yapılan bu tür çalışmaların önümüzdeki günlerde daha da önem kazanacağı açıkça görülüyor.
Söz konusu soruşturmalar, e-ticaret sektöründeki hareketliliğin yanı sıra farklı menfaatleri koruma amacı taşıyan hukuk kurallarının kimi olaylarda nasıl çatışabileceğine de güzel bir örnek oluşturuyor. Nitekim bu olayda olduğu gibi, bir tarafta dijital tek pazar stratejisi doğrultusunda piyasadaki rekabetin artırılması amacı yer alırken; diğer tarafta teşebbüslerin online satış stratejilerini belirme hakkı karşımıza çıkıyor. Bu çatışma ise yine rekabet politikaları doğrultusunda çözüme ulaştırılıyor. Sonuç olarak, teşebbüslerin online satış politikalarını, pazarın rekabetçi yapısına zarar vermeyecek şekilde özgürce oluşturma hakkı öne çıkıyor.
Oldukça önem taşıdığını düşündüğümüz bir diğer husus, ilgili teşebbüslerin sahip olduğu lisans haklarını münhasır olarak kullanması ve sözleşme yapmaktan kaçınması nedeniyle ilgili ürün pazarında olumsuz etkilerin meydana gelmesi. Bu noktada hatırlatmak gerekir ki, Nike, Sanrio ve Universal Studios dünyanın en çok tanınan bazı markalarının lisans verme yetkisini elinde tutuyor. Örneğin spor ürünleri üreticisi Nike, Barcelona Futbol Kulübü’nün ürünlerine ilişkin lisans verme yetkisine sahip. Bu anlamda bir diğer çatışma ise rekabet hukuku ile fikri ve sınai haklar hukuku arasında gündeme geliyor. Bu sefer bir yanda rekabet hukukunun piyasa menfaatini koruma amacı, diğer yanda ise söz konusu hakların, sahibine tanıdığı münhasırlık karşı karşıya geliyor.
E-ticaret sektöründeki çalışmaların giderek hızlanması ve çatışan menfaatler dikkate alındığında, Komisyon tarafından detaylı bir süreç yürütüleceğini tahmin etmek mümkün. Yapılan açıklamalara göre Komisyon bu süreçte öncelikle, teşebbüslerin satış politikalarını ve bunların, tüketicilerin seçim imkanı üzerindeki etkisini inceleyecek. Bu süreç boyunca ve özellikle sürecin sonunda alınan karar ise söz konusu sektörün geleceği açısından yol gösterici nitelikte olacak.
[1]Komisyon üyesi Vestager’in açıklamalarına http://europa.eu/rapid/press-release_IP-17-1646_en.htm sitesinden ulaşılabilir.
Ege Arıneli & Oğuz Ateş