Çıktı çıkıyor, taslağı yayımlandı, kamu görüşüne açıldı, revize edildi derken Avrupa sonunda yeni Dikey Grup Muafiyeti düzenlemesine[1] (Vertical Block Exemption Regulation – “VBER”) kavuştu. Rekabet Kurumu’nun AB hukukundaki uygulamaları mehaz olarak kabul ettiğini bilerek, bir diğer deyişle bu değişikliklerin ülkemiz hukukuna da yansıyabileceğini düşünerek, biz de bu gelişmeleri yakın takip ediyorduk. Hatta, bu gelişmeleri geçtiğimiz Temmuz ve Ağustos’ta bir dizi yazı ile bildirmiştik.
Geçtiğimiz yılın Temmuz ayında yayımlanan taslak metinle büyük ölçüde benzerlik gösteren yeni VBER’in, hibrit pazaryerleri ve internet satış yasaklarına daha da odaklandığını görüyoruz. Bunun sebebinin – Rekabet Kurumu’nun E-Pazaryeri Platformları Sektör İncelemesi Raporu’nda da tespit ettiği gibi – salgının etkilerinin azalmasına rağmen tüketici alışkanlıkları üzerinde bıraktığı kalıcı etkinin fark edilmesi ve e-pazaryerlerinin ticaretteki rolünün arttığının anlaşılması olduğunu düşünebiliriz.
Yeni VBER’in getirdiği değişikliklere geçmeden önce, kısaca dikey grup muafiyetinden ne anlaşılması gerektiğini ve taslak metnin önerilerini sizlerle paylaşmak, böylece hafızamızı tazelemek isteriz.
VBER nedir?
Bir üretim veya dağıtım zincirinin farklı aşamalarında faaliyet gösteren teşebbüsler arasında yapılan ve bu ilişkinin koşullarını belirleyen anlaşmalar, dikey anlaşmalar olarak nitelendirilmektedir. Örneğin, bir beyaz eşya üreticisinin ürünlerini dağıtması için bir şirketle anlaşması durumda söz konusu şirketler arasında dikey bir sözleşmenin bulunduğunu söyleyebiliriz. Şirketler arasındaki bazı anlaşmalar rekabet hukuku kapsamında yasaklanırken, dikey anlaşmalar belli koşulların varlığında bu yasaktan muaf olabilmektedir.
Şirketler bakımından öngörülebilirliği arttırmak ve kendi kendine değerlendirmeyi kolaylaştırmak adına yürürlüğe giren VBER, dikey anlaşmaların hangi koşullarda yasaklamadan muaf olacaklarını düzenlemektedir. 2010 yılından beri dikey anlaşmaların muafiyet kurallarını belirleyen VBER, 10 yılın sonunda yeniden değerlendirilmiş ve geçtiğimiz yıl çıkan taslak üzerinden yeniden şekillendirilmiştir.
Taslak metin ne gibi yenilikler planlamaktaydı? Yeni VBER taslak metinden nasıl ayrışıyor?
İkili dağıtım anlaşmaları, parite yükümlülükleri, genişletilen aktif satış kavramı, online satış yasakları, çifte fiyatlandırma gibi konular önce taslak metinde daha sonrasında ise yeni VBER’de yer alan dikkat çekici düzenlemeler arasında yer alıyor.
- İkili dağıtım sistemi: Sağlayıcının hem bağımsız bir distribütör ile hem de doğrudan kendi başına nihai tüketicilere satış yaptığı kurgulara, ikili dağıtım sistemi denilmektedir. Bu bakımdan, sağlayıcı, distribütörü ile hem dikey hem de yatay bir ilişki içerisinde bulunmaktadır. Her ne kadar anlaşmanın yatay bir boyutu olsa da bazı şartların varlığı halinde, eski düzenleme altında bu anlaşmalara grup muafiyeti tanınmaktaydı. Yeni VBER’le ise ikili dağıtım sistemlerine sağlanan koruma çemberinin sağlayıcının toptancı veya ithalatçı olduğu halleri de kapsayacak şekilde genişlediğini görüyoruz. Bununla birlikte, söz konusu sistemin VBER’den yararlanabilmesi için anlaşma taraflarının toplam pazar paylarının perakende seviyesinde %10’u geçmemesine ilişkin ön şart ise yeni metinde yer almıyor.
- Hibrit pazaryerleri: Hem çevrimiçi aracılık hizmetleri sağlayan hem de satıcı sıfatıyla doğrudan satış yapan pazaryerleri olarak açıklayabileceğimiz “hibrit yapı”daki pazaryerleri ise ikili dağıtım sistemlerine tanınan koruma çemberinden yararlanamıyor. Bununla birlikte, yeni Dikey Kılavuz, Komisyon’un anlaşmanın amaç bakımından kısıtlamalar içermediği ve pazaryerinin önemli pazar gücüne sahip olmadığı durumlarda, bu anlaşmalara karşı aksiyon almayı önceliklendirme olasılığının düşük olduğuna işaret etmektedir.
- İkili dağıtım sistemlerinde bilgi değişimi: İkili yapının pazarı şeffaflaştıracağından endişe duyulmuş olacak ki, anlaşmanın uygulanmasıyla doğrudan ilgili olmayan veya sözleşme konusu mal veya hizmetlerin üretimini veya dağıtımını iyileştirmek için gerekli olmayan bilgi alışverişi grup muafiyeti dışında tutuluyor.
- Parite yükümlülükleri: Parite yükümlülükleri ya da daha çok bilinen ismiyle en çok kayırılan müşteri (“EKM”) şartı, temel olarak sağlayıcının, müşterisine bir başka müşteriye sunduğu şartlardan daha dezavantajlı şartlar sunmayacağını garanti etmesidir. Dar EKM şartı, platform üzerinde sunulan fiyatların (ve fiyat dışı koşulların) sağlayıcının kendi internet sitesinde/fiziksel mağazasında sunulandan daha dezavantajlı olmamasının sağlanmasına yönelirken, geniş EKM şartı bu korumanın, rakip pazaryerlerini de içerecek şekilde bütün satış kanallarında sağlanmasını hedeflemektedir. Eski VBER kapsamında iki türden EKM koşulu da grup muafiyetinden faydalanabilirken, Komisyon son yıllarda EKM koşuları üzerindeki regülasyon hareketliliğine dikkat çekerek, geniş halini “Ağır Kısıtlama” kutusuna dahil etmiştir. Bu nedenle, geniş EKM koşulları, yeni VBER’in yürürlüğe girmesini takiben 101. madde kapsamında her bir olay özelinde değerlendirmeye tabi tutulacaktır.
- Paylaşımlı münhasırlık sistemi: Yeni VBER’in yürürlüğe girmesi ile bir tedarikçinin münhasır bölge veya müşteri grubu başına en fazla beş distribütör atadığı paylaşımlı münhasırlık sistemi de artık grup muafiyetinden yararlanabilecektir. Taslak metinde yer alan “bir veya sınırlı sayıdaki” distribütör ifadesinin, yeni VBER’de “beş” ile sınırlandırıldığını görüyoruz.
- Aktif satış yasaklarının intikal ettirilmesi: Sağlayıcıların, distribütörlerini müşterilerine aktif satış kısıtlamaları getirmekle yükümlü kılmaları da grup muafiyetinden yararlanabilecektir.
- Çifte fiyatlandırma: Alınan ürünlerin çevrim içi veya fiziksel ortamda satılıp satılmayacağına göre sağlayıcıya farklı fiyat ödenmesini öngören çifte fiyatlandırma anlaşmaları artık yeni VBER ile grup muafiyetinin koruyucu şemsiyesi altında yerini bulmuştur.
- Eş değerlilik prensibi: Komisyon, zaman içerisinde çevrimiçi satış kanallarının özel korumaya tabi tutulmasına gerek olmayacak şekilde iyi işler hale geldiğinden hareketle, çevrim içi ve fiziksel mağazalara getirilen niteliksel kriterlerin eşdeğer olması gerektiği kuralından vazgeçtiğini belirtmiştir.
- Çevrimiçi satışların yasaklanması: Doğrudan veya dolaylı, tek başına veya diğer faktörlerle birleşerek, müşterilerin ürün veya hizmet satışları kapsamında internet veya çevrim içi reklamcılık ortamlarının etkin kullanımını yasaklayan anlaşma hükümleri ise taslak metne benzer şekilde ağır ihlal olarak değerlendirilmektedir.
Sonuç olarak, günümüz ticari koşullarını karşılayabilmek adına adım atan Komisyon’un zaman zaman suyun akışına müdahale etmeye çalışırken zaman zaman da suyun akışını takip ettiğini görüyoruz. Gelişmeleri takip ediyor ve sizleri yeniden rahatsız ediyor olacağız.
[1] https://ec.europa.eu/competition-policy/antitrust/legislation/vertical-block-exemptions_en