İlker Fatih Kıl, Filiz Gökçe Bilgin
Tarih boyunca gelişmiş ülkelerin sahip oldukları teknoloji ve refah düzeyine ulaşmalarında en etkin rol oynayan faktörlerden biri olan madencilik sektörü, özellikle tarım ile birlikte toplumların hammadde ihtiyaçlarını sağlayan iki temel üretim alanından birisi konumunda oldu[1]. Öz kaynakların etkin bir şekilde değerlendirilebilmesi açısından da son derece önemli olan maden sektörü aynı zamanda sanayi ve ilgili hizmet sektörlerinin gelişmesini sağlamakta[2]. Bu nedenle, birçok ülkede kritik öneme sahip olan ve stratejik kararlarda öncelikle dikkate alınan madencilik sektörü; biyoenerji, güneş enerjisi, jeotermal enerji, hidroelektrik, okyanus enerjisi ve rüzgâr enerjisi gibi yenilenebilir, düşük veya sıfır emisyonlu kaynaklardan elde edilen çevre dostu enerjinin kullanımının artması anlamına gelen temiz enerji dönüşümünün gerçekleşebilmesi için de kritik bir önem arz etmekte[3]. Zira, yenilenebilir enerji kaynaklarından elektik üretiminin artması, dünya çapında bazı maden ve minerallere olan talebin artmasına ve maden sektörünün daha kritik ve önemli bir hale gelmesine sebep olmakta.
Yeri gelmişken maden ve minerallerin farkına değinelim. Yer kabuğunda ve su kaynaklarında tabii olarak bulunan, ekonomik ve ticarî değeri olan petrol, doğal gaz, jeotermal ve su kaynakları dışında kalan her türlü madde maden sayılıyor. Mineraller ise doğada meydana gelen, belirli bir kimyasal bileşime ve ayırt edici fiziksel özelliklere veya moleküler yapıya sahip inorganik bir madde olarak tanımlanıyor[4]. Her ne kadar bazen birbirlerinin yerine kullanılsa da kritik ve stratejik minerallerin aynı anlama gelmediğini ve iki kavram arasındaki ayrımın ülkelerin öz kaynaklarına göre yapıldığını belirtmekte fayda görüyoruz[5]. Eğer bir ülke mineralin küresel ticaretinde söz sahibi ise, o mineral, stratejik mineral olarak adlandırılıyor[6]. Bununla beraber bir ülke ihtiyaç duyduğu minerali başka bir ülkeden almak zorunda ise, bu durumda o mineral kritik mineral olarak adlandırılıyor[7].
Uluslararası Enerji Ajansı (International Energy Agency, “IEA”) da geçtiğimiz günlerde yayımlamış olduğu Temiz Enerji Dönüşümlerinde Kritik Minerallerin Rolü raporunda (The Role of Critical Minerals in Clean Energy Transitions, “Rapor”), yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimi için minerallerin ne denli önemli olduğunu vurguladı[8]. Rapora göre, yenilenebilir enerji teknolojisi fosil yakıt temelli rakiplerine göre çok daha fazla mineral girdisine ihtiyaç duyuyor[9]. Örneğin elektrikli bir araba; benzin ile çalışan bir arabadan 5 kat daha fazla minerale ihtiyaç duyarken, rüzgâr tribünü tesisiyse bir doğalgaz çevrim santralinden 8 kat daha fazla minerale ihtiyaç duyuyor[10]. Rapora göre batarya performansının artması için lityum, nikel, kobalt, manganez, grafit; elektrikli araçlar ve rüzgâr tribünleri için nadir toprak elementleri; güneş panelleri için ise; gümüş, bakır ve silikon bu çerçevede bahsedilen kritik minerallerden[11].
Avrupa Birliği perspektifinden oldukça önem taşıyan ve dışa bağımlılıklarını arttıran kritik minerallerin ise lityum, boksit, borit, bor, fosfor, doğal grafit vb. olduğu görülmekte[12]. Bunlar içerisinde lityum IEA raporuna göre global çapta talebin en çok artacağı kritik mineral olarak ön plana çıkmakta[13]. Zira önümüzdeki 30 yıl içerisinde lityuma talebin 100 katına çıkması bekleniyor[14]. Lityuma olan talep artışını ise kobalt, nikel ve grafitte minerallerine ilişkin talep artışları izliyor[15].
Kritik minerallerin öneminin artması ile birlikte ABD, Kanada, Avustralya ve AB üye devletleri olmak üzere birtakım ülkeler, kendi kritik mineraller listesini yayımlamaya başladı. Tüm listelerde ortak bulunan kritik mineraller; indiyum, kobalt, lityum, nadir toprak elementleri, titanyum ve vanadyum olarak göze çarpıyor[16].
Türkiye’de Kritik Mineraller
Biz de enerji arz güvenliğinin sağlanması için yenilenebilir enerji kullanarak enerjide dışa bağımlılığı azaltmayı ve böylece enerji ithalatından kaynaklı dış ticaret açığını azaltarak ekonomiyi güçlendirmeyi; bir taraftan da yenilenemeyen enerji kaynaklarının yol açtığı çevre kirliliğinin önüne geçerek küresel ısınma ile mücadele kapsamında uluslararası sorumluluklarımız yerine getirmeyi hedefliyoruz[17]. Dolayısıyla, ülkemizde yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimi arttıkça bizim de bazı minerallere olan ihtiyacımız artacak. Konunun önemi, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (“ETKB”) tarafından 2019 tarihinde yayımlanan stratejik planda da vurgulanmış ve elektrikli araçların pillerinde kullanılan kobalt ve lityum minerallerinin üretiminin sınırlı olması nedeniyle bu minerallerin fiyatlarında yaşanacak artışlar risk olarak değerlendirilmiş ve riski en aza indirgemek için lityum ve kobalta yönelik ülke potansiyelinin belirlenmesi gerekliliği belirtilmişti[18]. Bu noktada, ülkemizin henüz bir kritik mineraller listesi yayımlamadığını ancak, temiz enerji dönüşümü kapsamında yukarıda değinilen minerallere talebin artacağını da göz önünde bulundurarak konu hakkında ETKB raporunda da belirtildiği gibi gerek bu minerallerle ilgili potansiyelin belirlenmesi gerekse, kritik mineral listelerinin oluşturularak bunların tedarikine ilişkin stratejilerin geliştirilmesi ülkemiz açısından son derece önemli[19]. MTA tarafından yayımlanan 2021 yılı maden dış ticaret raporuna göre, Türkiye’nin maden dış ticareti bakımından ithalatında öne çıkan ülkeler: Rusya, Kolombiya, Brezilya, Avusturalya, İsveç, Ukrayna, ABD, Güney Afrika Cumhuriyeti, Finlandiya, Hindistan ve Çin[20]. Peki Türkiye açısından kritik mineraller neler? Türkiye’nin kritik mineral listesini yayımlamamasına rağmen, üretiminde söz sahibi olmadığı hatta ithal etmek zorunda olduğumuz birtakım mineraller var.
Aşağıda yer alan birtakım mineraller Türkiye’nin kritik mineralleri olarak değerlendirilebilir:
- Nadir Toprak Elementleri: Dünyanın kanıtlanmış en büyük nadir toprak elementleri rezervlerine Çin sahiptir. Dolayısyla, bu elementleri en fazla üreten ve ihraç eden ülkedir[21]. Ülkemiz tarafından ise 2019 yılında 2,7 milyon dolar nadir toprak elementi ithal edildi[22].
- Kobalt: Kongo Cumhuriyeti (DKC) kanıtlanmış kobalt rezervlerinin yarısına sahip olup, küresel kobalt arzının %70’ini karşılıyor[23].
- Lityum: Dünyada en çok Çin, Avustralya ve Şili tarafından üretiliyor ve ihraç ediliyor[24]. AB tarafından kritik mineral olarak ilan edilen ve ileride ihtiyaç ve talebin artacağı lityumda Türkiye aslında büyük bir potansiyele sahip. Eti Maden A.Ş., bor madeninin işlenmesi sırasında lityum elde edebilecek bir teknoloji geliştirilerek Türkiye’nin lityum üretme potansiyeli arttırdı[25].
- Grafit: Özellikle batarya teknolojileri ve elektrikli araçlar bakımından önem arz eden grafit, %67 oranında Çin tarafından ve ardından ağırlıklı olarak Hindistan ve Brezilya tarafından dünyaya ithal ediliyor[26].Türkiye 2021 verilerine göre 14.001 ton ve toplamda 13.151.400 dolar grafit ithal etti[27].
- Fosfat: ABD ve Rusya ve Fas tarafından dünyaya ihraç edilmekle birlikte Türkiye, 2021 verilerine göre 1.059.352 ton ve 108.043.414 dolar fosfat ithal etti[28].
Netice itibariyle, temiz enerji dönüşümü kapsamında kritik minerallerin sadece ekonomik açıdan değil yeşil bir yarın için çevresel, sosyal, iklimsel açılardan da son derece önemli olduğunu söylemek mümkün. Kritik minerallere olan talep ve ihtiyacın artması, global çapta arz-talep dengesizliğinin ortaya çıkmasına ve tedarikinin Türkiye açısından da zorlaşmasına sebep olabilir. Dolayısıyla, bu hususta bir durum analizi yapılarak öncelikle, Avrupa Birliği, ABD, Avustralya gibi topluluk ve ülkelerin yapmış olduğu gibi ülkemiz açısından hangi minerallerin kritik olduğunun tespit edilmesi gerekmekte. Akabinde, ülkemizde tespit edilecek minerallerin arama çıkarma çalışmalarına öncelik verilmesini sağlayacak konuyla ilgili teşvikler de dahil olmak üzere gerekli hukuki düzenlemelerin yapılması şart. Diğer yandan, bu minerallerin tedarikçisi olan ülkelerle gerekli ticari ilişkilerin geliştirilmesi enerji arz güvenliğimizin sağlanmasına hiç şüphesiz hizmet edecektir. “Kritik mineraller meselesi” ülkemiz açısından maden, mühendislik, iktisat, uluslararası ilişkiler ve hukuki yönden ele alınması gereken polisentrik bir mesele olup, başta ulusal maden rezervlerinin geliştirilmesi olmak üzere kritik minerallerde ithalata bağımlılığı azaltılabilecek veya en azından arz güvenliğini sağlayacak bir tedarik zinciri oluşturulması başarıyla geçmemiz gereken önemli bir imtihan!
[1] T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Türkiye Madencilik Sektörü Gelişim Raporu, 2020, https://www.tobb.org.tr/Sayfalar/Detay.php?rid=27085&lst=MansetListesi, s.17.
[2] Ibid, s.13.
[3] Twi Global, What is clean energy? How does it work? Why is it so important?, https://www.twi-global.com/technical-knowledge/faqs/clean-energy, Son erişim tarihi: 20.06.2022.
[4] Britannica, Mining, https://www.britannica.com/technology/mining, Son erişim tarihi:20.06.2022.
[5] Hamzaçebi, S., Stratejik ve Kritik Mineraller, https://www.kuzeyekspres.com.tr/stratejik-ve-kritik-mineraller-makale,21429.html, Son erişim tarihi: 22.06.2022.
[6] Ibid’den örnek bor ülkemiz için stratejik mineral.
[7] Ibid
[8] IEA, The Role of Critical Minerals in Clean Energy Transitions, 2021, https://www.iea.org/reports/the-role-of-critical-minerals-in-clean-energy-transitions, s. 5-6.
[9] Ibid, s.5-6.
[11] Ibid, s.6.
[12] European Commission,2020, Study on the EU’s list of Critical Raw Materials, Factsheets on Critical Raw Materials, https://ec.europa.eu/growth/sectors/raw-materials/areas-specific-interest/critical-raw-materials_en, Son erişim tarihi: 22.06.2022.
[13] IEA: s. 5-6.
[14] Ibid, s.7.
[15] Ibid,
[16] Aydın, O., Türkiye Kritik Hammaddeler Listesi, Madencilik Türkiye Dergisi, 2022
[17] Kakaşım, C., Kritik Minerallerin Türkiye’nin Enerji Dönüşümüne Etkisi: Teknoloji Bağımsızlığı Açısından Yeni Jeopolitik Tehdit, Mukaddime, 2022, s. 117.
[18] ETKB, 2019-2023 Stratejik Planı, 2019, https://sp.enerji.gov.tr/ETKB_2019_2023_Stratejik_Plani.pdf,s. 95
[19] Kakaşım: s. 124.
[20] MTA, 2021 Yılı Maden Dış Ticaret Raporu, https://www.mta.gov.tr/v3.0/bilgi-merkezi/maden-dis-ticaret-payi, s.5.
[21] Körts, M., The Strategic Importance of Rare Earth Minerals for NATO, EU and The United States and Its Implications for The Energy and Defense Sectors. Energy Security: Operational Highlights, 2020, s.26.
[22] Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Nadir Toprak Elementleri Raporu,
https://www.mta.gov.tr/v3.0/sayfalar/bilgi-merkezi/maden-serisi/img/5NTE.pdf, s. 26.
[23] Körts: s.26.
[24] Ibid, s.26.
[25] Eti Maden, Türkiye’nin Yükselen Değeri: Bor, https://www.etimaden.gov.tr/turkiyede-bor, Son erişim tarihi: 20.06.2022.
[26] Körts: s.26.
[27] MTA, 2021 Yılı Maden Dış Ticaret Raporu, https://www.mta.gov.tr/v3.0/bilgi-merkezi/maden-dis-ticaret-payi, s.5.
[28] Ibid, s. 5-6.