BASEAK[1] olarak, her zaman olduğu gibi[2] maden sektöründeki gelişmeleri sizlerle paylaşmaya devam ediyoruz. 11 Mayıs tarihinde yayımlanan torba kanunla, Maden Kanunu’nda önemli değişiklikler yapıldı. Bu değişiklikler, maden işletme ruhsatları ve madenlerin işletilmesine ilişkin çeşitli hükümleri kapsıyor. Sektörde önemli etkiler yaratacağını düşündüğümüz bu yeniliklere birlikte göz atalım.
Muhtemel Rezerv Alanlarına İlişkin Düzenleme
Yapılan ilk değişikliği ele aldığımızda, eski düzenlemede, arama ruhsatlı sahalarda belirlenen muhtemel rezerv alanlarının IV. Grup maden işletme ruhsat sahalarında on yıl, diğer grup maden işletme ruhsat sahalarında ise beş yıl içinde Ulusal Maden Kaynak ve Rezerv Raporlama Koduna (“UMREK Kodu”) göre kaynak ve/veya rezerv haline getirilmesi gerekmekteydi. Bu süreler içinde rezerv haline getirilmeyen alanlar, ruhsattan taksir[3] ediliyordu. Yeni düzenlemede ise “diğer grup maden işletme ruhsat sahalarında beş yıl” ifadesi çıkarılarak sadece IV. Grup maden işletme ruhsat sahaları için on yıllık süre şartı kaldı. Bu noktada hemen kısaca kaynak ve rezerv arasındaki farka değinelim. Bir mineral kaynak, yer yuvarının kabuğunda yer alan, ekonomik değere sahip, şekli, tenörü ve niceliği bilinen ve makul anlamda belli bir süre sonra ekonomik olarak çıkartılma olasılığı olan katı malzeme konsantrasyonu ya da oluşumu şeklinde tanımlanabilir.[4] Rezerv ise “Belirlenmiş” ya da “Ölçülmüş” kaynakların ekonomik anlamda madencilik uygulayarak çıkartılacağı bölümüdür.[5]
Değişiklikle birlikte, IV. Grup dışındaki maden gruplarının muhtemel rezerv alanları için getirilen süre şartının ortadan kalkmasının yatırımcılar için daha esnek bir çalışma ortamı yaratabileceğini ve yatırım güvencesini artırabileceğini düşünüyoruz. Belirli bir süreye tabi olmaksızın, muhtemel rezervlerin kaynak ve/veya rezerv haline getirilmesi, işletme sahiplerinin planlamalarını ve projelerini daha rahat bir şekilde yürütebilmelerini sağlayabilecektir. Nitekim, belirli bir sürenin olmaması, kaynakların etkin ve verimli bir şekilde kullanılmasına yönelik planlamaların daha esnek yapılabilmesine imkân tanıyabilecektir. Fakat, bu durum aynı zamanda kaynakların uzun süre âtıl kalması riskini de ihtiva etmektedir.
Dolayısıyla, değişiklikle maden işletme sahalarında esneklik sağlarken, aynı zamanda denetim, çevresel ve sosyal etkiler gibi çeşitli problemler de söz konusu olabilecektir. Bu nedenle, değişiklikten beklenen faydanın gerçekleşebilmesi için, denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi ve çevresel sürdürülebilirlik ilkelerinin göz önünde bulundurulması gerektiğini anımsatmakta fayda görüyoruz.
Diğer yandan, bahse konu değişikliğin yürürlük tarihinin Kanunun yayımlandığı tarih olan 11.05.2024 tarihinden önceki 28.02.2024 tarihi olarak belirlenmesi de üzerinde durulması gereken bir diğer önemli husus. Zira, kanunların Anayasada yer alan hukuk devleti ilkesinin vazgeçilmez unsurlarından hukuki güvenliği sağlaması ve bu doğrultuda geleceğe yönelik, öngörülebilir kurallar içermesi gerektiği göz önüne alındığında, hukuk devletinde güven ve istikrarın korunabilmesi için kural olarak kanunlar yürürlüğe girdikleri tarihten sonraki olaylara uygulanmaları gerekmektedir.[6] Bunun istisnası ise, kamu yararı ve kamu düzeninin gereği kazanılmış hakların korunması, mali haklarda iyileştirme gibi kimi ayrıksı durumlardır.[7] Bir diğer ifade ile, yürürlüğe giren kanunların geçmişe etkili olmaması hukukun genel ilkelerindendir.[8] Dolayısıyla, mezkur değişiklik bazı hak sahipleri uyarınca lehe düzenleme ihtiva ettiği için geçmişe etki edecek şekilde yürürlüğe konulduysa bu takdirde esasen, değişikliğin yürürlüğe girme tarihi 28.02.2024 olmakla birlikte aslında bu tarihe kadar taksir edilmemiş olan tüm ruhsat sahaları için değişikliğin uygulama alanı bulması gerektiği kanaatindeyiz.
MTA’nın Buluculuk Hakkı Kazanması
Maden Kanunu’nun Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (“MTA”) hizmetleri ile ilgili hakları düzenleyen maddesinde yapılan değişiklikler, MTA buluculuk hakkı kazanılması bağlamında etkiler yaratacak nitelikte. Buluculuk hakkını düzenleyen maddeye göre ruhsat sahibi, arama ve/veya işletme ruhsatı süresince UMREK Koduna göre hazırlanan teknik raporlar ile kaynak veya rezerv olarak bildirdiği madenlerin bulucusu sayılmakta. Eski düzenlemede, MTA arama ruhsatı alarak bulduğu madenler için genel kurallara göre buluculuk hakkını kazanmaktaydı. Bu hakkı talep eden ruhsat sahibi “buluculuk belgesi” alabiliyor. Arama ruhsat süresi sonuna kadar Maden Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’ne (“MAPEG”) devredilen bu ruhsatlar, usulüne göre ihale edilmekte ve ihale sonucu elde edilen gelirin %50’si MTA’ya kaynak geliri olarak aktarılmaktaydı. Yeni düzenlemede ise, MTA’nın UMREK Koduna göre rapor hazırlama şartı aranmaksızın kendi hazırladığı raporlar ile buluculuk hakkını kazanması hükme bağlanmakta.
Değişiklik, MTA’nın daha hızlı ve otonom bir şekilde hareket edebilmesini sağlayacak nitelikte. UMREK Koduna göre rapor hazırlama sürecine kıyasla MTA’nın kendi hazırladığı raporlarla buluculuk hakkını kazanması, MTA süreçlerinin hızlanmasına ve operasyonel verimliliğini artmasına katkıda bulunabilecektir. Öte yandan UMREK Koduna göre rapor hazırlama şartı olmaksızın yapılan değerlendirmeler, maden sahalarının ekonomik değerinin anlaşılmasını zorlaştıracağından, ihale süreçlerinde şeffaflık ve rekabet açısından olumsuz etkiler yaratabilecektir.
Sonuç Maden Kanunu’nda yapılan değişiklikler, maden sektörü için esneklik sağlama ve operasyonel verimliliği artırma amacı taşıyor. Ancak bu değişikliklerin uygulama sürecinde denetim, çevresel ve sosyal etkiler göz ardı edilmemeli. Muhtemel rezerv alanlarına ilişkin süre şartının kaldırılması ve MTA’nın UMREK Koduna göre rapor hazırlama şartının olmamasının, sektörde ne gibi değişikler getireceğini hep birlikte göreceğiz. Bu düzenlemelerin getirdiği fırsat ve risklerin dikkatlice değerlendirilmesi gerekiyor. Yatırımcı güveninin korunması ve sürdürülebilir madencilik faaliyetlerinin devamı için, şeffaf ve uluslararası standartlara uygun uygulamaların sürdürülmesi büyük önem taşıyor. BASEAK olarak, maden hukukunda uzman ekibimizle güvenli ve sürdürülebilir madenciliğin nabzını tutmaya ve maden sektörünü yakından takip etmeye devam ediyoruz.
[1] Balcıoğlu Selçuk Ardıyok Keki Avukatlık Ortaklığı.
[2] https://www.mondaq.com/turkey/mining/1293628/mine-the-gap-recent-amendments-in-the-mining-regulation
[3] Taksir: Ruhsat alanlarının Kanun gereğince küçültülmesi.
[4] Arden, Hakan; Pıçakcı Yücel: “JORC Kodu ve Türkiye’deki Kaynak ve Rezerv Sınıflandırmasına Etkileri”, sy.102, Madencilik Dergisi, 2014. 811030_jorc_kodu_ve_turkiyedeki_kaynak_ve_rezerv_siniflandirmasina_etkileri_01_12_2014.pdf (yermam.org.tr) Erişim tarihi: 21.05.2024
[5] Age.
[6] 2016-176.pdf (anayasa.gov.tr) sy.1
[7] Age.
[8] Age.