Tok Otomotiv tarafından, Bursa ilinde amortisör üretimi yapan Maysan Mando’nun mal vermeyi reddettiği, piyasadaki rakipleri ile ortak hareket ederek pazar dışına itmeye çalıştığını ve böylelikle rekabeti engellediği iddiası ile şikâyette bulunulmuştur. Yapılan önaraştırma sonucunda Rekabet Kurulu, Maysan Mando tarafından üretilen amortisörlerin şikâyetçinin otomotiv yedek parça pazarında rekabet edebilmesi bakımından vazgeçilmez olmadığı ve Maysan Mando ürünlerinin şikâyetçinin toplam geliri içindeki payının düşük olduğu yönünde değerlendirmelerde bulunmuştur. Bu bakımından; söz konusu ürünleri satamamanın şikâyetçinin pazar dışına itilmesine ya da alt pazardaki etkin rekabetin ortadan kalkmasına yol açmasının mümkün olmadığı değerlendirilerek, mal vermenin reddinin kötüye kullanma olarak nitelendirilebilmesi için gerekli koşullarının mevcut olayda karşılanmadığı gerekçeleriyle şikâyetin reddi ile soruşturma açılmamasına karar vermiştir.[1]
Bu kararın iptali talebiyle Tok Otomotiv tarafından açılan dava sonucunda Ankara 15. İdare Mahkemesi[2], şikâyetçinin toptan satış̧ yapan bir şirket olduğu, şikâyet edilen şirketten mal tedarik edememesi halinde, bu ürünü satın alamayan tüketicilerin bu ürünle birlikte diğer ürünlerin de siparişinden vazgeçmesi muhtemel olduğunu değerlendirmiştir. Bu durumda alt pazarda rekabeti ve piyasa etkinliğini azaltarak fiyatların yükselmesi neticesinde tüketicinin zararına yol açmasının muhtemel olduğu sonucuna varmıştır. Bununla birlikte, şikâyetçinin iddiaları ile ilgili olarak yapılan önaraştırma sırasında elde edilen deliller doğrultusunda araştırmanın genişletilmesi ve elde edilecek bilgi, belge ve delillerin değerlendirilmesi suretiyle davacının iddialarının her türlü şüpheden uzak bir şekilde açıklığa kavuşturulması için soruşturma açılması gerektiği belirtilerek Rekabet Kurulu’nun yukarıda belirtilen mezkûr kararını iptal etmiştir.
İptal kararının uygulanması doğrultusunda Maysan Mando hakkında soruşturma açılmıştır.[3] Soruşturma sırasında 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanunun (“Rekabet Kanunu”) usulle ilgili maddelerini dikkate alarak gerek şikâyetçi ve soruşturma tarafı, gerekse üçüncü şahıslardan bilgi isteme, yerinde inceleme, görüşme ve yazılı savunmaların alınması ve akabinde sözlü savunmanın yapılması sonucunda Rekabet Kurulu nihai kararını vermiştir.
Soruşturma aşamasında, Soruşturma Heyeti özellikle yerinde incelemelerde, yeniden satış fiyatının belirlenmesine ilişkin belgeler elde etmiştir. Soruşturma Raporu’nda, yerinde inceleme belgelerinin içeriklerinden anlaşıldığı üzere, Maysan Mando’nun 2014-2018 yıllar arasında bayilerinin yeniden satış fiyatını belirlemeye yönelik eylemlerinin Rekabet Kanunun 4. maddesi kapsamında olduğu, 2017/3 sayılı Tebliğ̆ kapsamında grup muafiyetinden ve Rekabet Kanunun 5. maddesi kapsamında bireysel muafiyetten yararlanamayacağı değerlendirmiştir. Rekabet Kurulu, Maysan Mando’nun bayilerinin yeniden satış fiyatını belirlemek suretiyle Rekabet Kanunun 4. maddesini ihlal ettiği sonucuna varmıştır.
Görüleceği üzere şikâyetçinin şikâyeti sadece mal vermeyi reddetme fiilini kapsadığı yani Rekabet Kanunu’nun 6. maddesine muhalefet şeklinde olmasına rağmen, soruşturma sırasında elde edilen belge ve bilgilerin sonucunda anılan Rekabet Kanunu’nun 4. maddesi hilafına yeniden satış fiyatının belirlenmesi (“YSFB”) yolunda rekabet ihlali tespiti üzerine bu konuyu Soruşturma Raporu’na alınmıştır. Rekabet Kurulu nihai kararında 6. maddedeki mal vermeyi reddetme fiilini ihlal olarak değerlendirmezken, 4. maddeye göre YSFB konusundaki ihlalin varlığı nedeniyle Maysan Mando hakkında idari para cezasına hükmetmiştir.[4]
Bu bakımdan, Rekabet Kurulu şikâyet konusu ile bağlı olmadığı
sonucuna varmak mümkündür. Rekabet Kurulu, yapılan önaraştırma veya soruşturma
sırasında Rekabet Kanunu’nun kendisine verdiği usulü delil toplama
argümanlarını kullanarak elde ettiği belge ve bilgilere göre tespit ettiği
rekabet ihlalleri hakkında karar vermeye görevli ve yetkilidir. Yeter ki,
hakkında soruşturma yapılan tarafa, Rekabet Kanunu’nun ilgili hükümleri
doğrultusunda ve evrensel hukuk kurallarına göre adil yargılanma ilkelerinin
aradığı anlamda savunma hakkı verilsin.
Bütün bu anlatımlarımız
karşısında teşebbüsler, sadece haklarında yapılan şikâyetle sınırlı olarak bir
soruşturma ve bunun sonucunda da, sadece bu konuya ilişkin karar
verilebileceğini düşünmemelidirler. Rekabet Uzmanlarının gerçekleştirdikleri
yerinde incelemelerde her türlü rekabet ihlaline ilişkin bir duruma muttali
olduklarında konuyu Rekabet Kurulu’na götüreceklerini unutmamalıdırlar. Maysan
Mando kararı bu yönüyle rekabet hukuku öğretisinde ve eğitimlerinde örnek
verilecek bir karar niteliğindedir.
[1] Rekabet Kurulu’nun 18.02.2016 gün ve 16-05/107-48 sayılı kararı
[2] Ankara 15. İdare Mahkemesi’nin 25.10.2017 gün ve E.2016/3742, K2017/2794 sayılı kararı
[3] Rekabet Kurulu’nun 28.11.2017 gün ve 17-39/630-M sayılı kararı
[4] Rekabet Kurulu’nun 20.06.2019 gün ve 19-22/353-159 sayılı kararı