Dijital çağın “hot topic”i şüphesiz inovasyon ve inovasyona uyum sağlamak! Geçtiğimiz haftalarda ICC’nin (International Chamber of Commerce) ve TOBB’un (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği) ev sahipliğinde düzenlenen “Dijital Çağda Türkiye İçin Fırsat Arayışları: Kamu Politikaları, İnovasyon ve Büyüme” konferansında Türkiye’deki durumu sıcağı sıcağına kamu ve özel sektörden pek çok farklı paydaş ile tartışma fırsatı bulmuştuk.
Peki, AB’de neler oluyor – özellikle rekabet otoritelerinin uygulamalarında dijital çağa uyum için son zamanlarda ne tür adımlar atıldı? Bu haftaki yazımızda biraz da bu konulara değinelim istedik…
2018 bitmeden AB’de rekabet kurallarının dijital çağa uyumunu sağlamak ve günümüzde ortaya çıkabilecek rekabetçi endişeleri önceden tespit ederek gidermek, olası ihlallere yönelik rekabet kurallarının Avrupa genelinde doğru işleyişini sağlamak adına bir Direktif (ECN + Direktifi) kabul edilmişti. Direktif’in genel hatlarına daha taslak haldeyken “Daha Hızlı, Daha Güçlü: ECN+ Direktifi Avrupa Rekabet Otoritelerinin Etkinliğini Artıracak” başlıklı yazımızda değinmiştik.
Yazımızdan bu yana ise söz konusu taslak kabul edildi ve söz konusu Direktif Ocak 2019’dan itibaren yürürlüğe konuldu! Bu kapsamda, zaman zaman farklı uygulamalar benimseyen ulusal rekabet otoritelerinin uygulamalarını yakınlaştırmak hedefiyle düzenlenen söz konusu Direktif’te yer alan yükümlülüklerin 2 yıl içerisinde üye ülkeler tarafından benimsenmesi öngörülüyor.
Direktif’in genel hatları daha önceki yazımızda anlattığımız şekilde… Peki, Direktif dijital çağda rekabet otoriteleri tarafından benimsenmesi faydalı olacak uygulamalara yönelik neler söylüyor?
İnovasyonun gelişmesiyle beraber haberleşme, belge yaratma, saklama, imha etme vb. portalları ve imkanları da değişiklik gösteriyor. Cloud’da tutulan bilgiler, server’da yer alan materyaller, whatsapp, skype vs. gibi instant messaging ortamları dahil dijital çağda oluşturulan her türlü verinin rekabet ihlalleri bakımından önem kazandığını kaydeden ECN + Direktifi ise ulusal rekabet otoritelerinin söz konusu verilere her koşulda erişim sağlayabileceğini belirtiyor. Bu kapsamda, söz konusu verilerin nerede saklandığının öneminin olmadığını vurgulayan Direktif, ulusal rekabet otoritelerinin incelemeye tabi teşebbüsün ya da teşebbüs birliğinin erişimi olduğu radde de ilgili verilere erişim sağlayabileceğine yer veriyor.
Tabi her zamanki gibi burada da bir orantılılık analizi mevcut – öyle ki, Direktif’te rekabet otoritelerinin söz konusu dijital verilere erişiminin incelemeye tabi teşebbüslere yüksek maliyetlere ya da büyük çabalara yol açmaması gerektiğinin altı çiziliyor. Ek olarak, söz konusu erişimin incelemenin sınırlarının aşmaması gerektiği hatırlatılıyor.
AB genelinde rekabet otoritelerinin söz konusu uygulamaları nasıl hayata geçireceğini ve deneyimleyeceğini gelecek 2 yıl içerisinde göreceğiz… Bizim tarafta ise, yakın zamanda whatsapp gibi dijital verilerin incelemelerde kullanıldığını gördüğümüz Türkiye’de de önümüzdeki günlerde bu yönde açık yükümlülükler getirilip getirilmeyeceğini merakla takip ediyoruz!