İlker Fatih Kıl & Filiz Gökçe Bilgin
Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı Mali Suçları Araştırma Kurulu (“MASAK”) kamusal nüfuz sahibi kişiler hakkında yükümlüler tarafından alınması ve uygulanması gereken sıkılaştırılmış tedbirlere ilişkin Genel Tebliği[1] (Sıra No:21) (“Tebliğ”) yayımlandı. Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörizmin Finansmanının Önlenmesi her geçen gün bütün dünyada önemi artan ve küresel olarak mücadele edilen önemli bir konu. Üstelik, söz konusu mücadelede temel yaklaşım “parayı takip etmek” olduğu için oldukça geniş bir yükümlüler listesi olduğunu ve listenin genişletilmesi yönünde bir eğilim olduğunu görüyoruz. Geçtiğimiz yıl “kripto varlık hizmet sağlayıcıların” da yükümlü olarak tanımlanması yükümlüler sınıfının genişletilmesine güzel bir örnek teşkil ediyor.
Öte yandan, suç gelirlerinin aklanmasının ve terörizmin finansmanının önlenmesi ile mücadelede mümkün mertebe sistemde gedik oluşturabilecek hususlar tespit edilerek bunlara ilişkin önlemlerin arttırılmasına çalışılıyor. Bu noktada, risk teşkil eden hususlardan bir tanesi de “kamusal nüfuz sahibi kişiler.” Her ne kadar, tedbir alınmaya çalışılsa da maalesef “yozlaşma” maalesef hayatın bir gerçeği. Bu nedenle, yapısal önlemler alınmaya çalışılarak bu kişilerin işlemleri daha sıkı takip ediliyor. Esasen, temel olarak amaçlanan bir yandan suç gelirlerinin aklanmasının ve terörizmin finansmanının önlenmesiyken diğer yandan, bu kişilerin kamu kaynaklarını kendi çıkarları için kullanıp kullanmadığının takibi de cabası. Bu düzenlemelerin aslında demokratik ve şeffaf bir toplum inşasına katkısı da yadsınamaz.
Karanlıkta bir ışık da biz yakalım diye, MASAK’ın kamusal nüfuz sahibi kişilerin işlemlerine ilişkin yayımlamış olduğu tebliği ele aldık.
Önce bir flashback!
Temel gayesi yolsuzlukları, terörizmi ve finansmanını, organize suçları, yasa dışı uyuşturucuları ve insan kaçakçılığını önlemek olan ve Türkiye’nin de üyesi olduğu Mali Eylem Görev Gücü’nün (“FATF”), suç gelirlerinin aklanmasının ve terörizmin finansmanının önlenmesi ile mücadelede en önemli uluslararası aktörlerden birisi olarak karşımıza çıkıyor. FATF konuyla ilgili olarak 2013 yılında bir kılavuz[2] yayımlamış ve siyasal nüfus sahibi kişilerin (politically exposed persons, PEPs), bulundukları pozisyon ve buna bağlı olarak sahip oldukları siyasal güç nedeniyle çeşitli risklere sahip olduğunu değerlendirmişti. Söz konusu kılavuz kapsamında FATF, 12 ve 22 numaralı tavsiyelerine yer vermiş ve yükümlülerin, siyasal nüfuz sahibi kişilerle olan iş ve işlemlerine özel dikkat göstermelerini ve bu kişilere karşı birtakım tedbirler almaları gerektiğinin altını çizmişti[3].
Son dönemde ülkemizde de MASAK’ın öncülüğünde pro-aktif adımlar atılarak FATF tarafından belirlenen uluslararası standartlara ve kılavuzlara uyum sağlamak için insan üstü bir çaba sarf ediliyor. Tebliği, bu çabaların meyvelerinden birisi olarak ele almak mümkün.
FATF Kamusal Nüfuz Sahibi Kişiler İçin Ne Diyor?
FATF siyasal nüfus sahibi kişileri önemli kamu görevleriyle görevlendirilen kişiler olarak tanımlıyor[4]. FATF bu kişileri; devlet veya hükümet başkanları, üst düzey politikacılar, siyasi partilerin üst düzey görevlileri, üst düzey adli, idari veya askeri görevliler ile kamu iktisadi teşebbüslerinin üst düzey yöneticileri olarak belirtilmiş[5]. Uluslararası kuruluşlarda görev yapan siyasal nüfuz sahibi kişileri ise; bu kuruluşların yöneticileri, yönetici yardımcıları, yönetim kurulu üyeleri veya bunlara eşdeğer görev yapan kişiler olarak ifade edildiğini görmekteyiz[6].
Bununla birlikte, FAFT tarafından bu kişilerin, konumları ve etkileri nedeniyle yolsuzluk ve rüşvet dahil olmak üzere suç gelirlerinin aklanmasına ilişkin suçlar ile ilgili öncül suçları işlemek ve terörle ilgili faaliyetler yürütmek amacıyla potansiyel olarak suiistimal edilebilecek pozisyonlarda olduğu vurgulanıyor[7].
Buna göre yükümlülerin, kamusal nüfuz sahibi kişilerle olan iş ve işlemlerine özel dikkat göstermeleri ve bu kişilere karşı tedbirler almaları gerektiği belirtilmiş. Bu riskleri ve alınması gereken tedbirleri konu edinen FATF 12 numaralı tavsiyesine göre:
“Müşterinin ya da gerçek faydalanıcının siyasi nüfuz sahibi bir kişi olup olmadığının belirlenmesi için uygun risk yönetim sistemlerine sahip olunması şart[8].”
Siyasal nüfus sahibi kişilere ilişkin yükümlülükler ise ilgili kişinin yabancı mı yoksa yerli ya da uluslararası bir kuruluş tarafından çalıştırılan kişi olup olmamasına göre farklılık arz ediyor. FATF 12 numaralı tavsiyesine göre yükümlüler, siyasal nüfus sahibi kişilerin yerli ya da uluslararası bir kuruluş tarafından üst düzey şekilde görevlendirilen bir kişi olup olmadığını belirlemek için de makul tedbirleri almalı[9]. Dolayısıyla, finansal kuruluşların aşağıdaki yükümlülükleri olağan tedbirlere ilaveten uygulaması gerekiyor:
- İş ilişkisi için üst düzey yönetimden onay alınması[10]
- Fonların ve malvarlığının kaynağının tespiti için makul tedbirlerin alınması[11]
- İş ilişkisinin sürekli olarak sıkı bir şekilde izlenilmesi[12]
Ayrıca FATF 12 numaralı tavsiyesi, bahse konu tedbirlerin siyasi nüfuz sahibi kişilerin yanı sıra, siyasi nüfuz sahibi kişinin aile bireyleri ve yakınları için de uygulanması gerektiğini belirtiyor[13].
Söz MASAK’ta…
Tebliğ’de, “kamusal nüfus sahibi kişiler”: “Yurt içinde veya yabancı bir ülkede seçimle veya atama yoluyla kendisine önemli bir kamusal görev tevdi edilen üst düzey gerçek kişiler ile uluslararası kuruluşların yönetim kurulu üyeleri, üst düzey yöneticileri ile eşdeğer görev yapan diğer kişiler” şeklinde tanımlamış.Tebliğ, kamusal nüfus sahibi kişileri aşağıdaki gibi üçe ayırmış yabancı ve uluslararası kuruluşlarda çalışanları daha riskli görerek bunlar için ek önlemler öngörmüş:
- Yerli kamusal nüfuz sahibi kişiler
- Yabancı kamusal nüfuz sahibi kişiler
- Uluslararası kuruluşlarda görev yapan kamusal nüfuz sahibi kişiler
MASAK tarafından geçtiğimiz günlerde yayımlanan Kamusal Nüfus Sahibi Kişilere Yönelik Uygulama Rehberi’ne (“Uygulama Rehberi”) göre yerli ve yabancı kamusal nüfuz sahibi kişi arasındaki farklılık, kamusal görevi tevdi eden ülkeden kaynaklanıyor[14]. Ayrıca, yerli bir kamusal nüfuz sahibi kişinin, aynı zamanda başka bir ülke tarafından da önemli kamusal görev tevdi edilen bir kişi olması durumda bu kişinin yabancı kamusal nüfuz sahibi kişi olarak dikkate alınması gerektiği de Uygulama Rehberi’nde belirtilmiş[15].
Ayrıca bahse konu tedbirlerin kamusal nüfus sahibi kişilerin:
- Eşleri
- Birinci derecede akrabaları
- Yakınları
için de uygulanması gerekiyor.
Yükümlülük Kimleri Kapsıyor?
Tebliğ uyarınca kamusal nüfuz sahibi kişilere ilişkin olarak sıkılaştırılmış tedbirleri uygulamak durumunda olan yükümlüler aşağıda yer almaktadır:
- Finansal kuruluşlar (örneğin bankalar, ödeme kuruluşları, elektronik para kuruluşları ve portföy yönetim şirketleri)
- Finansal olmayan belirli iş ve meslekler (kıymetli maden, taş veya mücevher alım satımı yapanlar ile bu işlemlere aracılık edenler, ticaret amacıyla taşınmaz alım satımıyla uğraşanlar ile bu işlemlere aracılık edenler, noterler, belirli işler ile sınırlı olmak üzere serbest avukatlar, bir işverene bağlı olmaksızın çalışan serbest muhasebeci, mali müşavir ve yeminli mali müşavirler, finansal piyasalarda denetim yapmakla yetkili bağımsız denetim kuruluşları)
- Kripto varlık hizmet sağlayıcıları
Yükümlülükler
Kamusal nüfuz sahibi kişilere yönelik gerekli tedbirlerin alınabilmesi için öncelikle bu kişilerin belirlenmesi gerekiyor. Buna göre öncelikli olarak yükümlülerin, müşterilerinin kamusal nüfuz sahibi kişi olup olmadığının belirlenmesi amacıyla makul tedbirleri alması gerekiyor. Uygulama Rehberi’nde kamusal nüfuz sahibi kişilerin belirlenmesinde yükümlülerin kendi araştırmalarının önem arz ettiği belirtilirken, başvurulabilecek kaynaklar arasında gerçek kişilerin kimlik tespitinde ilgilinin iş ve mesleğine ilişkin olarak alınan bilgilere, internet ve medya araştırmalarına ve ticari amaçlı veri tabanlarına dikkat çekilmiş[16]. Buna rağmen bu kaynakların örnekleme yoluyla sayıldığı ve sınırlı sayıda olmadığı da eklenmiş[17].
Tebliğ, bir müşterinin yerli, yabancı ya da uluslararası kuruluşlarda görev yapan kamusal nüfuz sahibi kişi olması durumunda, bu kişinin iş ilişkisine ilişkin olarak bir risk değerlendirmesi yapılması gerektiğini belirtmiş. Uygulama Rehberi’ne göre ise bu risk değerlendirmesinde müşteri risk faktörlerinin ülke risk faktörü ile ürün, hizmet, işlem veya dağıtım kanalı risklerinin de mevzuat uyarınca belirlenen hususların yanı sıra dikkate alınması gerekiyor[18]. Bu kişiler ile tesis edilen iş ilişkisi ve işlemlerin düşük riskli olarak değerlendirilmesi durumunda ise bunlar herhangi bir müşteri olarak dikkate alınmış ve her zamanki müşterini tanınmasına ilişkin tedbirlerin uygulanacağı vurgulanmış.
Buna rağmen yabancı kamusal nüfuz sahibi kişiler ile yüksek riskli olarak değerlendirilen yerli ve uluslararası kuruluşlarda görev yapan kamusal nüfuz sahibi kişiler ile tüm bu sayılan kişilerin eşleri, birinci derecede akrabaları ya da yakınları ile kurulan iş ilişkilerinde ve gerçekleştirilen işlemlerde, yükümlüler nezdinde aşağıda yer alan yükümlülükler öngörülmüş:
- İş ilişkisi tesisini, mevcut iş ilişkisinin sürdürülmesini ya da işlemin gerçekleştirilmesini üst seviyedeki görevlinin onayına bağlamak
- Bu kişilere ait veya işleme konu malvarlıkları ve fonların kaynağının tespiti için makul tedbirler almak
- Uygulanan kontrollerin sayı ve sıklığını artırmak ve ilave kontrol gerektiren işlem türlerini belirlemek suretiyle iş ilişkisini sıkı gözetim altında tutmak
Bu noktada dikkat çekmek istediğimiz bir diğer husus ise Tebliğ’e göre, kamusal nüfuz sahibi kişilerin görevden ayrılmaları veya bu niteliklerini kaybetmeleri halinde, söz konusu tedbirlerin uygulanmasına görevden ayrıldıkları veya bu niteliklerini kaybettikleri tarihten itibaren en az bir yıl süreyle daha devam edileceği ve bu kişilerle gerçekleştirilen işlemlerin ya da iş ilişkilerinin risk teşkil etmesi halinde bu sürenin uzatılabileceği.
Peki Tebliğ kapsamında yükümlü olarak belirtilmeyen kişilerin kamusal nüfus sahibi kişiler ile karşılaştığında ne yapması gerekiyor? Tebliğ kapsamı dışında yer alan yükümlülerin, her ne kadar Tebliğ’de belirtilen sıkılaştırılmış tedbirleri almaları gerekmese de kamusal nüfus sahibi kişiler ile yapılan işlemlerde risk hassasiyetlerinin daha yoğun olması sebebiyle, ilgili işlemleri şüpheli işlem kapsamında değerlendirmeye tabi tutmalarının gerektiğini ifade edebiliriz.
Sonuç olarak MASAK tarafından kamusal nüfus sahibi kişiler olarak isimlendirilerek ele alınan konunun yayımlanan Tebliğ ile ulusal mevzuatta ilk defa düzenlendiğini görüyoruz. Söz konusu Tebliğ ile öngörülen tedbirler açısından FATF standartlarının ve ilgili kılavuzun gözetildiğini ve FATF tarafından vurgulanan hususların dikkate alındığını belirtebiliriz.
[1] https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2022/11/20221117-2.htm
[2] FATF, https://www.fatf-gafi.org/documents/documents/peps-r12-r22.html, Son erişim tarihi: 24.11.2022.
[3] FATF Guidance, Politically Exposed Persons (Recommendations 12 and 22), https://www.fatf-gafi.org/media/fatf/documents/recommendations/Guidance-PEP-Rec12-22.pdf, s.3, Son erişim tarihi: 25.11.2022.
[4] Ibid, s.3.
[5] Hazine ve Maliye Bakanlığı, MASAK, Kamusal Nüfus Sahibi Kişilere Yönelik Uygulama Rehberi, https://ms.hmb.gov.tr/uploads/sites/12/2022/11/Kamusal-Nufuz-Sahibi-Kislere-Yonelik-Uygulama-Rehberi.pdf, s.3, Son erişim tarihi: 30.11.2022.
[6] Ibid, s.3.
[7] FATF Guidance, Politically Exposed Persons (Recommendations 12 and 22), https://www.fatf-gafi.org/media/fatf/documents/recommendations/Guidance-PEP-Rec12-22.pdf, s.3, Son erişim tarihi: 25.11.2022
[8] Ibid, s.19-25.
[9] Ibid, s.19-25.
[10] Ibid, s.19-25.
[11] Ibid, s.19-25.
[12] Ibid, s.19-25.
[13] Ibid, s.13.
[14] Hazine ve Maliye Bakanlığı, MASAK, Kamusal Nüfus Sahibi Kişilere Yönelik Uygulama Rehberi, https://ms.hmb.gov.tr/uploads/sites/12/2022/11/Kamusal-Nufuz-Sahibi-Kislere-Yonelik-Uygulama-Rehberi.pdf, s.3, Son erişim tarihi: 30.11.2022.
[15] Ibid, s.3.
[16] Hazine ve Maliye Bakanlığı, MASAK, Kamusal Nüfus Sahibi Kişilere Yönelik Uygulama Rehberi, https://ms.hmb.gov.tr/uploads/sites/12/2022/11/Kamusal-Nufuz-Sahibi-Kislere-Yonelik-Uygulama-Rehberi.pdf, s.4-5, Son erişim tarihi: 30.11.2022.
[17] Ibid, s.4-5.
[18] Ibid, s.6.