Électricité de France (“EDF”) ve EDF ile aynı ekonomik bütünlük içinde yer alan şirketler hâkim durumun kötüye kullanılmasından dolayı Fransa Rekabet Otoritesi tarafından toplam 300 milyon avroluk bir cezaya çarptırıldı. Bu yazımızda EDF ve Fransa’daki elektrik sektöründen kısaca bahsettikten sonra ihlal iddialarına ve Fransa’nın temiz enerjideki gelişimi ile rekabete uyumu arasındaki ilişkiye değineceğiz.
Électricité de France’ı yakından tanıyalım
EDF 8 Nisan 1946 yılında, elektrik üretimi, iletimi ve dağıtımı ile iştigal eden 1700 küçük şirketin kamulaştırılması sonucu kurulmuştur. Birkaç küçük oyuncu bu kamulaştırma sonucu pazarda kalmış olsa da EDF elektrik üretim ve iletiminde bir tekel olarak faaliyetlerini sürdürmüştür ta ki 1999 yılında AB Direktifi ile işletmesinin %20’sini rakiplerine açmak zorunda bırakılana kadar.
19 Kasım 2004’e kadar EDF devlete ait bir şirket iken sonradan statüsü limited şirkete dönüştürülmüş. Fransız hükümeti, şirketin hisselerini Kasım 2005’te Paris Menkul Kıymetler Borsası’nda kısmen halka arz etmiş. Ancak 2008 sonu verilerine göre Fransa devleti %84,5’lik bir pay ile hâlâ en büyük pay sahibi.
2011 yılı verilerine göre ise EDF, elektrik üretim piyasasının %90’ını, tedarik piyasasının ise %94’ünü oluşturmakta. EDF bu gücünü 2000 yılında gerçekleştirdiği 58 elektrik santralini devralmasına borçlu.
Fransa’da elektrik piyasası[1]
Enerji piyasası dört ana faaliyet alanından oluşmaktadır: üretim, iletim, dağıtım ve tedarik. 2000 yılına kadar yürürlükte olan rejimde, bu dört faaliyetin tekeli EDF ve Gaz de France (“GDF”)’de idi.
Üretim ve tedarik artık rekabete açık olduğundan, bu piyasalarda serbestleşme yolunda daha büyük adımlar atılmıştır. Ancak iletim ve dağıtım hala kamu hizmeti faaliyetleridir. Bu kamu hizmeti görevini garanti altına almak için, bu faaliyetler arasında yasal ve mali bir ayrım yapılmış, iletimden GRT (gaz) ve Réseau de Transport d’Électricité (“RTE”) (elektrik), dağıtımdan ise Gaz réseau distribution France (“GRDF”) (gaz) ve Enedis (elektrik) veya yerel dağıtım şirketleri sorumlu.
Peki EDF ne yaptı?
Rakip şirket Engie’den gelen şikâyet sonrası önaraştırma süreci başlamış ve birçok yerinde inceleme gerçekleştirilmiş. Autorite de la Concurrence (Fransız Rekabet Otoritesi) 22 Şubat 2022 tarihinde; 2004 yılından 2021 yılına kadar sahip olduğu müşteri veritabanını kullanarak elektrik sektöründeki hâkim durumunu hem elektrik hem de elektrik dışındaki sektörlerde kötüye kullandığını iddia etti. Uzlaşma süreci sonrasında EDF’in cezası 300 milyon avroya indirildi.
Dava dosyasında, EDF’nin TRV operatörü statüsünü istismar ettiği vurgulandı. Bu kapsamda, EDF’nin TRV Jaune ve Vert[2] tarifelerinin sonlandırılmasından sonra, bu tarifler çerçevesinde elektrik sağlama faaliyetine ayrılmış ticari altyapıyı ve müşteri verilerini, pazar payını korumak ve rakiplerinin gelişimini engellemek için kullandığı iddia edilmekte. Görünen o ki, bu verilerin kullanımı aynı zamanda EDF’in gaz ve enerji hizmetleri tedariki açısından müşteri ihtiyaçlarını tespit etmesine ve onlara elektrik tedarikine ek olarak teklifler sunmasına olanak sağlamış.
Fransız Rekabet Otoritesi’ne göre, EDF TRV sayesinde elde ettiği önemli miktardaki müşteri verisini kendisine rekabetçi avantaj sağlamak için kullanmıştır ve serbestleşme sonrası pazara yeni girecek olan teşebbüslerin bu avantaja sahip olmayacağı da açıktır. Bu uygulamaların, bir bütün olarak enerji sektöründe EDF’in konumunu güçlendirmeye katkıda bulunurken alternatif tedarikçilerin gelişimini engellediği ileri sürülmüştür.
Peki bahsi geçen bu TRV’ler nedir?
Fransa’da elektrik sektöründe, çeşitli tüketici sınıflarına göre sabit oranlı tarifeler uygulanmıştır. Bu kapsamdaki tüketici sınıflarından konut ve profesyonel tüketiciler için belirlenen tarife TRV Bleu, küçük ve orta ölçekli işletmeler için belirlenen tarife TRV Jaune ve büyük endüstriyel tüketiciler için belirlenen tarife TRV Vert’dir.
Bu tarifeler ile kullanıcıların hizmetlere şeffaf ve ayrımcı olmayan bir şekilde erişimin garanti altına alınması amaçlanmıştır. Bu tarifeler kapsamındaki ücretler ise, sistem işletmecileri tarafından desteklenen tüm maliyetleri (kamu hizmeti görevlerinden kaynaklanan maliyetler, iletim kapasitesini artırmak için gerekli araştırma ve geliştirme ve şebeke bağlantısı) kapsayacak şekilde hesaplanmaktadır.
EDF’in hayata geçirdiği bu uygulamalar, sektörün rekabete açıldığı dönemde gerçekleşmiştir. Bu süreç 96/92/EC Direktifi ile başlamış ve önce büyük şirketler, ardından tüm tüketiciler, profesyoneller ve bireyler için kademeli olarak devam etmiştir[3].
Uzlaşma süreci ve taahhütler
EDF, Fransız Rekabet Otoritesi ile uzlaşma yoluna gitmiş ve ihlali ortadan kaldıracak bazı taahhütler de sunmuştur. EDF tarafından sunulan taahhütler şu şekildedir; (i) talepte bulunan alternatif elektrik tedarikçilerinin TRV Bleu müşteri dosyasına erişimini sağlamak ve (ii) TRV Bleu’daki müşteri ve müşteri adaylarının telefon üzerinden abonelik süreçleri ile serbest piyasa tarifelerindeki müşteri ve müşteri adaylarının süreçlerinin ayrıştırılması.
Temiz enerji mi “temiz” rekabet mi?
2015 yılında Paris’te düzenlenen sürdürülebilir gelişme temalı COP21’i hepimiz hatırlarız. Ev sahibi olarak Fransa temiz enerji ve çevreci harekette yenilikçi bir imaj ortaya koymuş, 2001 yılı Kyoto protokolüne benzer amaçlar güttüğünü yinelemişti.
Gerçekten de Fransa’nın nükleer enerjideki yatırımları dikkat çekici; çok büyük yatırımlar sonucunda inanılmaz miktarda enerjiyi tüketici için ucuz bir şekilde sağlayabiliyor.
Nükleer enerjinin gelişimi için EDF’ye yapılan yatırımlar ve teşebbüsün gittikçe büyümesi sonucu oluşan rekabet hukuku endişeleri soru işaretlerini de doğuruyor. Électricité de France, Fransa’nın temiz enerjideki en güçlü silahı olsa da artan pazar gücü ile rekabet kurallarını ihlal etmesi giderek kolaylaşıyor.
Akademisyen Percebois’nın “French Paradox” olarak adlandırdığı durum işte tam olarak bu; hâkim durumdaki Electricité de France tarafından kullanılan düşük nükleer elektrik fiyatları ile rakiplerinin Fransız pazarına girmesini engellemesi. Rekabeti teşvik etmek için, ya Fransa tarafından düzenlenen fiyat, daha pahalı fosil yakıtlı üretimin hâkim olduğu Avrupa piyasa fiyatları düzeyine yükselmeli ya da EDF’nin rakipleri fiyatlarını Fransız düzeyine indirmeli. Normal şartlarda, rekabetin daha düşük fiyatlara yol açması beklenir. Ancak “Fransız paradoksu” durumunda, EDF’nin iç pazarda daha fazla pazar payına sahip olması için rakipleriyle “nükleer rantın” bir kısmını paylaşması gerektiğine karar verildi.
[1] https://thelawreviews.co.uk/title/the-energy-regulation-and-markets-review/france , Son Erişim Tarihi: 11.03.2022
[2] TRV, aşağıda da açıklanacağı üzere, Devlet’in ortaya koymuş olduğu ikili sabit fiyat tarifeleridir. Müşteri grubuna göre üçe ayrılmaktadır: TRV Jaune/Sarı küçük ve orta ölçekli işletmelere uygulanır, TRV Vert/Yeşil büyük işletmeler, TRV Bleu/Mavi ise konut ve profesyonel tüketiciler içindir.
[3] European Commision Press Relase IP/08/809